Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
Türkçe Okunuşu: `amme yetesâelûn.
Türkçe Meali: Neyi soruşturuyorlar?
Arapça: عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلْعَظِيمِ
Türkçe Okunuşu: `ani-nnebei-l`ażîm.
Türkçe Meali: Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri, büyük bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?
Arapça: ٱلَّذِى هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕî hüm fîhi muḫtelifûn.
Türkçe Meali: Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri, büyük bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?
Arapça: كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: kellâ seya`lemûn.
Türkçe Meali: Hayır; şüphesiz görüp bileceklerdir.
Arapça: ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝümme kellâ seya`lemûn.
Türkçe Meali: Yine hayır; elbette görüp bileceklerdir.
Arapça: أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ مِهَٰدًۭا
Türkçe Okunuşu: elem nec`ali-l'arḍa mihâdâ.
Türkçe Meali: Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer direk kılmadık mı?
Arapça: وَٱلْجِبَالَ أَوْتَادًۭا
Türkçe Okunuşu: velcibâle evtâdâ.
Türkçe Meali: Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer direk kılmadık mı?
Arapça: وَخَلَقْنَٰكُمْ أَزْوَٰجًۭا
Türkçe Okunuşu: veḫalaḳnâküm ezvâcâ.
Türkçe Meali: Sizi çift çift yarattık;
Arapça: وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًۭا
Türkçe Okunuşu: vece`alnâ nevmeküm sübâtâ.
Türkçe Meali: Uykunuzu dinlenme vakti kıldık;
Arapça: وَجَعَلْنَا ٱلَّيْلَ لِبَاسًۭا
Türkçe Okunuşu: vece`alne-lleyle libâsâ.
Türkçe Meali: Geceyi bir örtü yaptık;
Arapça: وَجَعَلْنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشًۭا
Türkçe Okunuşu: vece`alne-nnehâra me`âşâ.
Türkçe Meali: Gündüzü geçimi sağlama vakti kıldık;
Arapça: وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًۭا شِدَادًۭا
Türkçe Okunuşu: vebeneynâ fevḳaküm seb`an şidâdâ.
Türkçe Meali: Üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik;
Arapça: وَجَعَلْنَا سِرَاجًۭا وَهَّاجًۭا
Türkçe Okunuşu: vece`alnâ sirâcev vehhâcâ.
Türkçe Meali: Parlak ışık veren güneşi varettik;
Arapça: وَأَنزَلْنَا مِنَ ٱلْمُعْصِرَٰتِ مَآءًۭ ثَجَّاجًۭا
Türkçe Okunuşu: veenzelnâ mine-lmü`ṣirâti mâen ŝeccâcâ.
Türkçe Meali: Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.
Arapça: لِّنُخْرِجَ بِهِۦ حَبًّۭا وَنَبَاتًۭا
Türkçe Okunuşu: linuḫrice bihî ḥabbev venebâtâ.
Türkçe Meali: Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.
Arapça: وَجَنَّٰتٍ أَلْفَافًا
Türkçe Okunuşu: vecennâtin elfâfâ.
Türkçe Meali: Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.
Arapça: إِنَّ يَوْمَ ٱلْفَصْلِ كَانَ مِيقَٰتًۭا
Türkçe Okunuşu: inne yevme-lfaṣli kâne mîḳâtâ.
Türkçe Meali: Doğrusu, hüküm gününün vakti elbette tesbit edilmiştir.
Arapça: يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًۭا
Türkçe Okunuşu: yevme yünfeḫu fi-ṣṣûri fete'tûne efvâcâ.
Türkçe Meali: Sura üfürüldüğü gün hepiniz bölük bölük gelirsiniz.
Arapça: وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتْ أَبْوَٰبًۭا
Türkçe Okunuşu: vefütiḥati-ssemâü fekânet ebvâbâ.
Türkçe Meali: Gökler kapı kapı açılacaktır.
Arapça: وَسُيِّرَتِ ٱلْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا
Türkçe Okunuşu: vesüyyirati-lcibâlü fekânet serâbâ.
Türkçe Meali: Dağlar yürütülüp serap olacaktır.
Arapça: إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًۭا
Türkçe Okunuşu: inne cehenneme kânet mirṣâdâ.
Türkçe Meali: Cehennem, yalnız azgınları bekleyen yerdir. Dönecekleri yer orasıdır.
Arapça: لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابًۭا
Türkçe Okunuşu: liṭṭâgîne meâbâ.
Türkçe Meali: Cehennem, yalnız azgınları bekleyen yerdir. Dönecekleri yer orasıdır.
Arapça: لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحْقَابًۭا
Türkçe Okunuşu: lâbiŝîne fîhâ aḥḳâbâ.
Türkçe Meali: Orada çağlar boyunca (nice devirler) kalacaklardır.
Arapça: لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًۭا وَلَا شَرَابًا
Türkçe Okunuşu: lâ yeẕûḳûne fîhâ berdev velâ şerâbâ.
Türkçe Meali: Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
Arapça: إِلَّا حَمِيمًۭا وَغَسَّاقًۭا
Türkçe Okunuşu: illâ ḥamîmev vegassâḳâ.
Türkçe Meali: Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
Arapça: جَزَآءًۭ وِفَاقًا
Türkçe Okunuşu: cezâev vifâḳâ.
Türkçe Meali: Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
Arapça: إِنَّهُمْ كَانُوا۟ لَا يَرْجُونَ حِسَابًۭا
Türkçe Okunuşu: innehüm kânû lâ yercûne ḥisâbâ.
Türkçe Meali: Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini sanmazlardı.
Arapça: وَكَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابًۭا
Türkçe Okunuşu: vekeẕẕebû biâyâtinâ kiẕẕâbâ.
Türkçe Meali: Ayetlerimizi hep yalan sayıp dururlardı.
Arapça: وَكُلَّ شَىْءٍ أَحْصَيْنَٰهُ كِتَٰبًۭا
Türkçe Okunuşu: vekülle şey'in aḥṣaynâhü kitâbâ.
Türkçe Meali: Biz de herşeyi yazıp saymışızdır.
Arapça: فَذُوقُوا۟ فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا
Türkçe Okunuşu: feẕûḳû felen nezîdeküm illâ `aẕâbâ.
Türkçe Meali: Şöyle deriz: "Artık tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız."
Arapça: إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا
Türkçe Okunuşu: inne lilmütteḳîne mefâzâ.
Türkçe Meali: Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
Arapça: حَدَآئِقَ وَأَعْنَٰبًۭا
Türkçe Okunuşu: ḥadâiḳa vea`nâbâ.
Türkçe Meali: Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
Arapça: وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًۭا
Türkçe Okunuşu: vekevâ`ibe etrâbâ.
Türkçe Meali: Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
Arapça: وَكَأْسًۭا دِهَاقًۭا
Türkçe Okunuşu: veke'sen dihâḳâ.
Türkçe Meali: Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
Arapça: لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًۭا وَلَا كِذَّٰبًۭا
Türkçe Okunuşu: lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ kiẕẕâbâ.
Türkçe Meali: Orada boş ve yalan söz işitmezler.
Arapça: جَزَآءًۭ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابًۭا
Türkçe Okunuşu: cezâem mir rabbike `aṭâen ḥisâbâ.
Türkçe Meali: Bunlar Rabbinin katından, hesabları karşılığı verilenlerdir.
Arapça: رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا ٱلرَّحْمَٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًۭا
Türkçe Okunuşu: rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-rraḥmâni lâ yemlikûne minhü ḫiṭâbâ.
Türkçe Meali: O, göklerin, yerin ve ikisi arasında olanların Rabbidir. O, önünde kimsenin konuşmayacağı Rahman olan Allah'tır.
Arapça: يَوْمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ صَفًّۭا ۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًۭا
Türkçe Okunuşu: yevme yeḳûmü-rrûḥu velmelâiketü ṣaffâ. lâ yetekellemûne illâ men eẕine lehü-rraḥmânü veḳâle ṣavâbâ.
Türkçe Meali: Cebrail ve meleklerin dizi dizi durdukları gün, Rahman olan Allah'ın izni olmadan kimse konuşamayacaktır. Konuştuğu zaman da doğruyu söyleyecektir.
Arapça: ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلْحَقُّ ۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
Türkçe Okunuşu: ẕâlike-lyevmü-lḥaḳḳ. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî meâbâ.
Türkçe Meali: İşte gerçek gün budur. Dileyen kimse, Rabbine götürecek bir yol benimser.
Arapça: إِنَّآ أَنذَرْنَٰكُمْ عَذَابًۭا قَرِيبًۭا يَوْمَ يَنظُرُ ٱلْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلْكَافِرُ يَٰلَيْتَنِى كُنتُ تُرَٰبًۢا
Türkçe Okunuşu: innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ.
Türkçe Meali: Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı da: "Keşke toprak olaydım" der.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلنَّٰزِعَٰتِ غَرْقًۭا
Türkçe Okunuşu: vennâzi`âti garḳâ.
Türkçe Meali: Canları boğarcasına şiddetle çekip alanlara and olsun,
Arapça: وَٱلنَّٰشِطَٰتِ نَشْطًۭا
Türkçe Okunuşu: vennâşiṭâti neşṭâ.
Türkçe Meali: Canları kolaylıkla alanlara and olsun,
Arapça: وَٱلسَّٰبِحَٰتِ سَبْحًۭا
Türkçe Okunuşu: vessâbiḥâti sebḥâ.
Türkçe Meali: Yüzüp yüzüp gidenlere and olsun,
Arapça: فَٱلسَّٰبِقَٰتِ سَبْقًۭا
Türkçe Okunuşu: fessâbiḳâti sebḳâ.
Türkçe Meali: Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun
Arapça: فَٱلْمُدَبِّرَٰتِ أَمْرًۭا
Türkçe Okunuşu: felmüdebbirâti emrâ.
Türkçe Meali: Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun
Arapça: يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
Türkçe Okunuşu: yevme tercüfü-rrâcifeh.
Türkçe Meali: O gün bir sarsıntı sarsar.
Arapça: تَتْبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
Türkçe Okunuşu: tetbe`uhe-rrâdifeh.
Türkçe Meali: Peşinden bir diğeri gelir.
Arapça: قُلُوبٌۭ يَوْمَئِذٍۢ وَاجِفَةٌ
Türkçe Okunuşu: ḳulûbüy yevmeiẕiv vâcifeh.
Türkçe Meali: O gün kalbler titrer.
Arapça: أَبْصَٰرُهَا خَٰشِعَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: ebṣâruhâ ḫâşi`ah.
Türkçe Meali: İnsanların gözleri yere döner.
Arapça: يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ
Türkçe Okunuşu: yeḳûlûne einnâ lemerdûdûne fi-lḥâfirah.
Türkçe Meali: Derler ki: "Biz eski halimize mi döndürüleceğiz?"
Arapça: أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمًۭا نَّخِرَةًۭ
Türkçe Okunuşu: eiẕâ künnâ `iżâmen neḫirah.
Türkçe Meali: "Ufalanmış kemik olduğumuz zaman mı?"
Arapça: قَالُوا۟ تِلْكَ إِذًۭا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: ḳâlû tilke iẕen kerratün ḫâsirah.
Türkçe Meali: Derler ki: "O takdirde bu zararına bir dönüştür."
Arapça: فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌۭ وَٰحِدَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: feinnemâ hiye zecratüv vâḥideh.
Türkçe Meali: Doğrusu bir tek çığlık yetecektir.
Arapça: فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
Türkçe Okunuşu: feiẕâ hüm bissâhirah.
Türkçe Meali: Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.
Arapça: هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: hel etâke ḥadîŝü mûsâ.
Türkçe Meali: Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi?
Arapça: إِذْ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى
Türkçe Okunuşu: iẕ nâdâhü rabbühû bilvâdi-lmüḳaddesi ṭuvâ.
Türkçe Meali: Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitap etmişti:
Arapça: ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
Türkçe Okunuşu: iẕheb ilâ fir`avne innehû ṭagâ.
Türkçe Meali: "Firavun'a git; doğrusu o azmıştır."
Arapça: فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
Türkçe Okunuşu: feḳul hel leke ilâ en tezekkâ.
Türkçe Meali: "Ona de ki: Arınmağa niyetin var mı?"
Arapça: وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ
Türkçe Okunuşu: veehdiyeke ilâ rabbike fetaḫşâ.
Türkçe Meali: "Rabbine giden yolu göstereyim ki O'na saygı duyup korkasın."
Arapça: فَأَرَىٰهُ ٱلْءَايَةَ ٱلْكُبْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: feerâhü-l'âyete-lkübrâ.
Türkçe Meali: Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.
Arapça: فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
Türkçe Okunuşu: fekeẕẕebe ve`aṣâ.
Türkçe Meali: Ama Firavun yalanladı ve baş kaldırdı.
Arapça: ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ
Türkçe Okunuşu: ŝümme edbera yes`â.
Türkçe Meali: Geri dönüp yürüdü.
Arapça: فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
Türkçe Okunuşu: feḥaşera fenâdâ.
Türkçe Meali: Adamlarını toplayıp seslendi:
Arapça: فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلْأَعْلَىٰ
Türkçe Okunuşu: feḳâle ene rabbükümü-l'a`lâ.
Türkçe Meali: "Sizin en yüce rabbiniz benim" dedi.
Arapça: فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلْءَاخِرَةِ وَٱلْأُولَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: feeḫaẕehü-llâhü nekâle-l'âḫirati vel'ûlâ.
Türkçe Meali: Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı.
Arapça: إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَعِبْرَةًۭ لِّمَن يَخْشَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: inne fî ẕâlike le`ibratel limey yaḫşâ.
Türkçe Meali: Doğrusu bunda Allah'tan korkan kimseye ders vardır.
Arapça: ءَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُ ۚ بَنَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: eentüm eşeddü ḫalḳan emi-ssemâü. benâhâ.
Türkçe Meali: Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.
Arapça: رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّىٰهَا
Türkçe Okunuşu: rafe`a semkehâ fesevvâhâ.
Türkçe Meali: Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.
Arapça: وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: veagṭaşe leylehâ veaḫrace ḍuḥâhâ.
Türkçe Meali: Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır.
Arapça: وَٱلْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
Türkçe Okunuşu: vel'arḍa ba`de ẕâlike deḥâhâ.
Türkçe Meali: Ardından yeri düzenlemiştir.
Arapça: أَخْرَجَ مِنْهَا مَآءَهَا وَمَرْعَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: aḫrace minhâ mâehâ vemer`âhâ.
Türkçe Meali: Suyunu ondan çıkarmış ve otlak yer meydana getirmiştir.
Arapça: وَٱلْجِبَالَ أَرْسَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: velcibâle ersâhâ.
Türkçe Meali: Dağları yerleştirmiştir.
Arapça: مَتَٰعًۭا لَّكُمْ وَلِأَنْعَٰمِكُمْ
Türkçe Okunuşu: metâ`al leküm velien`âmiküm.
Türkçe Meali: Bunları sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için yapmıştır.
Arapça: فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلْكُبْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: feiẕâ câeti-ṭṭâmmetü-lkübrâ.
Türkçe Meali: Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.
Arapça: يَوْمَ يَتَذَكَّرُ ٱلْإِنسَٰنُ مَا سَعَىٰ
Türkçe Okunuşu: yevme yeteẕekkeru-l'insânü mâ se`â.
Türkçe Meali: Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.
Arapça: وَبُرِّزَتِ ٱلْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
Türkçe Okunuşu: vebürrizeti-lceḥîmü limey yerâ.
Türkçe Meali: Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir.
Arapça: فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
Türkçe Okunuşu: feemmâ men ṭagâ.
Türkçe Meali: İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
Arapça: وَءَاثَرَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
Türkçe Okunuşu: veâŝera-lḥayâte-ddünyâ.
Türkçe Meali: İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
Arapça: فَإِنَّ ٱلْجَحِيمَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
Türkçe Okunuşu: feinne-lceḥîme hiye-lme'vâ.
Türkçe Meali: İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
Arapça: وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفْسَ عَنِ ٱلْهَوَىٰ
Türkçe Okunuşu: veemmâ men ḫâfe meḳâme rabbihî venehe-nnefse `ani-lhevâ.
Türkçe Meali: Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.
Arapça: فَإِنَّ ٱلْجَنَّةَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
Türkçe Okunuşu: feinne-lcennete hiye-lme'vâ.
Türkçe Meali: Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.
Arapça: يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: yes'elûneke `ani-ssâ`ati eyyâne mürsâhâ.
Türkçe Meali: Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar.
Arapça: فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَىٰهَآ
Türkçe Okunuşu: fîme ente min ẕikrâhâ.
Türkçe Meali: Nerde senden onu anlatması?
Arapça: إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
Türkçe Okunuşu: ilâ rabbike müntehâhâ.
Türkçe Meali: Onun bilgisi Rabbine aittir.
Arapça: إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: innemâ ente münẕiru mey yaḫşâhâ.
Türkçe Meali: Sen sadece kıyametten korkanı uyaransın.
Arapça: كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ.
Türkçe Meali: Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ
Türkçe Okunuşu: `abese vetevellâ.
Türkçe Meali: Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.
Arapça: أَن جَآءَهُ ٱلْأَعْمَىٰ
Türkçe Okunuşu: en câehü-l'a`mâ.
Türkçe Meali: Yanına kör bir kimse geldi diye (Peygamber) yüzünü asıp çevirdi.
Arapça: وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ
Türkçe Okunuşu: vemâ yüdrîke le`allehû yezzekkâ.
Türkçe Meali: Ne bilirsin, belki de o arınacak;
Arapça: أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكْرَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: ev yeẕẕekkeru fetenfe`ahü-ẕẕikrâ.
Türkçe Meali: Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt kendisine fayda verecekti.
Arapça: أَمَّا مَنِ ٱسْتَغْنَىٰ
Türkçe Okunuşu: emmâ meni-stagnâ.
Türkçe Meali: Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
Arapça: فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ
Türkçe Okunuşu: feente lehû teṣaddâ.
Türkçe Meali: Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
Arapça: وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ
Türkçe Okunuşu: vemâ `aleyke ellâ yezzekkâ.
Türkçe Meali: Arınmak istememesinden sana ne?
Arapça: وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسْعَىٰ
Türkçe Okunuşu: veemmâ men câeke yes`â.
Türkçe Meali: Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
Arapça: وَهُوَ يَخْشَىٰ
Türkçe Okunuşu: vehüve yaḫşâ.
Türkçe Meali: Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
Arapça: فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ
Türkçe Okunuşu: feente `anhü telehhâ.
Türkçe Meali: Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
Arapça: كَلَّآ إِنَّهَا تَذْكِرَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: kellâ innehâ teẕkirah.
Türkçe Meali: Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür.
Arapça: فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: femen şâe ẕekerah.
Türkçe Meali: Dileyen onu öğüt kabul eder.
Arapça: فِى صُحُفٍۢ مُّكَرَّمَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: fî ṣuḥufim mükerrameh.
Türkçe Meali: O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.
Arapça: مَّرْفُوعَةٍۢ مُّطَهَّرَةٍۭ
Türkçe Okunuşu: merfû`atim müṭahherah.
Türkçe Meali: O, kutsal kılınmış, yüceltilmiş, arınmış sahifeler üzerindedir.
Arapça: بِأَيْدِى سَفَرَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: bieydî seferah.
Türkçe Meali: İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.
Arapça: كِرَامٍۭ بَرَرَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: kirâmim berarah.
Türkçe Meali: İyi kimseler, saygıdeğer elçilerin eliyle yazılmıştır.
Arapça: قُتِلَ ٱلْإِنسَٰنُ مَآ أَكْفَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: ḳutile-l'insânü mâ ekferah.
Türkçe Meali: Canı çıksın o insanın, o ne nankördür!
Arapça: مِنْ أَىِّ شَىْءٍ خَلَقَهُۥ
Türkçe Okunuşu: min eyyi şey'in ḫaleḳah.
Türkçe Meali: Allah onu hangi şeyden yaratmış?
Arapça: مِن نُّطْفَةٍ خَلَقَهُۥ فَقَدَّرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: min nuṭfeh. ḫaleḳahû feḳadderah.
Türkçe Meali: Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş;
Arapça: ثُمَّ ٱلسَّبِيلَ يَسَّرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: ŝümme-ssebîle yesserah.
Türkçe Meali: Sonra, yolu ona kolaylaştırmıştır.
Arapça: ثُمَّ أَمَاتَهُۥ فَأَقْبَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: ŝümme emâtehû feaḳberah.
Türkçe Meali: Sonra onu öldürür ve kabre koyar.
Arapça: ثُمَّ إِذَا شَآءَ أَنشَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: ŝümme iẕâ şâe enşerah.
Türkçe Meali: Sonra, dilediği zaman onu tekrar diriltir.
Arapça: كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَآ أَمَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: kellâ lemmâ yaḳḍi mâ emerah.
Türkçe Meali: Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir.
Arapça: فَلْيَنظُرِ ٱلْإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ
Türkçe Okunuşu: felyenżuri-l'insânü ilâ ṭa`âmih.
Türkçe Meali: İnsan, yiyeceğine bir baksın;
Arapça: أَنَّا صَبَبْنَا ٱلْمَآءَ صَبًّۭا
Türkçe Okunuşu: ennâ ṣabebne-lmâe ṣabbâ.
Türkçe Meali: Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz.
Arapça: ثُمَّ شَقَقْنَا ٱلْأَرْضَ شَقًّۭا
Türkçe Okunuşu: ŝümme şaḳaḳne-l'arḍa şeḳḳâ.
Türkçe Meali: Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
Arapça: فَأَنۢبَتْنَا فِيهَا حَبًّۭا
Türkçe Okunuşu: feembetnâ fîhâ ḥabbâ.
Türkçe Meali: Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
Arapça: وَعِنَبًۭا وَقَضْبًۭا
Türkçe Okunuşu: ve`inebev veḳaḍbâ.
Türkçe Meali: Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
Arapça: وَزَيْتُونًۭا وَنَخْلًۭا
Türkçe Okunuşu: vezeytûnev venaḫlâ.
Türkçe Meali: Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
Arapça: وَحَدَآئِقَ غُلْبًۭا
Türkçe Okunuşu: veḥadâiḳa gulbâ.
Türkçe Meali: Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
Arapça: وَفَٰكِهَةًۭ وَأَبًّۭا
Türkçe Okunuşu: vefâkihetev veebbâ.
Türkçe Meali: Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz.
Arapça: مَّتَٰعًۭا لَّكُمْ وَلِأَنْعَٰمِكُمْ
Türkçe Okunuşu: metâ`al leküm velien`âmiküm.
Türkçe Meali: Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir.
Arapça: فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ
Türkçe Okunuşu: feiẕâ câeti-ṣṣâḫḫah.
Türkçe Meali: O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman;
Arapça: يَوْمَ يَفِرُّ ٱلْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ
Türkçe Okunuşu: yevme yefirru-lmerü min eḫîh.
Türkçe Meali: O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
Arapça: وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ
Türkçe Okunuşu: veümmihî veebîh.
Türkçe Meali: O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
Arapça: وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ
Türkçe Okunuşu: veṣâḥibetihî vebenîh.
Türkçe Meali: O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar.
Arapça: لِكُلِّ ٱمْرِئٍۢ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍۢ شَأْنٌۭ يُغْنِيهِ
Türkçe Okunuşu: likülli-mriim minhüm yevmeiẕin şe'nüy yugnîh.
Türkçe Meali: O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır.
Arapça: وُجُوهٌۭ يَوْمَئِذٍۢ مُّسْفِرَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: vucûhüy yevmeiẕim müsfirah.
Türkçe Meali: O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.
Arapça: ضَاحِكَةٌۭ مُّسْتَبْشِرَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: ḍâḥiketüm müstebşirah.
Türkçe Meali: O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir.
Arapça: وَوُجُوهٌۭ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: vevucûhüy yevmeiẕin `aleyhâ gaberah.
Türkçe Meali: O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.
Arapça: تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ
Türkçe Okunuşu: terheḳuhâ ḳaterah.
Türkçe Meali: O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür.
Arapça: أُو۟لَٰٓئِكَ هُمُ ٱلْكَفَرَةُ ٱلْفَجَرَةُ
Türkçe Okunuşu: ülâike hümü-lkeferatü-lfecerah.
Türkçe Meali: İşte bunlar inkarcı olanlar, Allah'ın buyruğundan çıkanlardır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِذَا ٱلشَّمْسُ كُوِّرَتْ
Türkçe Okunuşu: iẕe-şşemsü küvvirat.
Türkçe Meali: Güneş dürülüp ışığı kalmadığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلنُّجُومُ ٱنكَدَرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-nnücûmü-nkederat.
Türkçe Meali: Yıldızlar düşüp, söndüğü zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْجِبَالُ سُيِّرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lcibâlü süyyirat.
Türkçe Meali: Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْعِشَارُ عُطِّلَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-l`işâru `uṭṭilet.
Türkçe Meali: Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْوُحُوشُ حُشِرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lvuḥûşü ḥuşirat.
Türkçe Meali: Yabani hayvanlar bir araya toplatıldığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْبِحَارُ سُجِّرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lbiḥâru süccirat.
Türkçe Meali: Denizler kaynaştırıldığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلنُّفُوسُ زُوِّجَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-nnüfûsü züvvicet.
Türkçe Meali: Canlar bedenlerle birleştirildiği zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْمَوْءُۥدَةُ سُئِلَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lmev'ûdetü süilet.
Türkçe Meali: Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;
Arapça: بِأَىِّ ذَنۢبٍۢ قُتِلَتْ
Türkçe Okunuşu: bieyyi ẕembin ḳutilet.
Türkçe Meali: Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلصُّحُفُ نُشِرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-ṣṣuḥufü nüşirat.
Türkçe Meali: Amel defterleri açıldığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ كُشِطَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-ssemâü küşiṭat.
Türkçe Meali: Gök yerinden oynatıldığı zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْجَحِيمُ سُعِّرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lceḥîmü sü``irat.
Türkçe Meali: Cehennem alevlendirildiği zaman;
Arapça: وَإِذَا ٱلْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lcennetü üzlifet.
Türkçe Meali: Cennet yaklaştırıldığı zaman;
Arapça: عَلِمَتْ نَفْسٌۭ مَّآ أَحْضَرَتْ
Türkçe Okunuşu: `alimet nefsüm mâ aḥḍarat.
Türkçe Meali: İnsanoğlu önceden ne hazırladığını görecektir.
Arapça: فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلْخُنَّسِ
Türkçe Okunuşu: felâ uḳsimü bilḫunnes.
Türkçe Meali: Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun;
Arapça: ٱلْجَوَارِ ٱلْكُنَّسِ
Türkçe Okunuşu: elcevâri-lkünnes.
Türkçe Meali: Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun;
Arapça: وَٱلَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ
Türkçe Okunuşu: velleyli iẕâ `as`as.
Türkçe Meali: Kararmaya başlayan geceye and olsun;
Arapça: وَٱلصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ
Türkçe Okunuşu: veṣṣubḥi iẕâ teneffes.
Türkçe Meali: Ağarmaya başlayan sabaha and olsun ki,
Arapça: إِنَّهُۥ لَقَوْلُ رَسُولٍۢ كَرِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: innehû leḳavlü rasûlin kerîm.
Türkçe Meali: Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
Arapça: ذِى قُوَّةٍ عِندَ ذِى ٱلْعَرْشِ مَكِينٍۢ
Türkçe Okunuşu: ẕî ḳuvvetin `inde ẕi-l`arşi mekîn.
Türkçe Meali: Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
Arapça: مُّطَاعٍۢ ثَمَّ أَمِينٍۢ
Türkçe Okunuşu: müṭâ`in ŝemme emîn.
Türkçe Meali: Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
Arapça: وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍۢ
Türkçe Okunuşu: vemâ ṣâḥibüküm bimecnûn.
Türkçe Meali: Arkadaşınız (Muhammed) asla deli değildir.
Arapça: وَلَقَدْ رَءَاهُ بِٱلْأُفُقِ ٱلْمُبِينِ
Türkçe Okunuşu: veleḳad raâhü bil'üfüḳi-lmübîn.
Türkçe Meali: And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.
Arapça: وَمَا هُوَ عَلَى ٱلْغَيْبِ بِضَنِينٍۢ
Türkçe Okunuşu: vemâ hüve `ale-lgaybi biḍanîn.
Türkçe Meali: Peygamber, görülmeyenler hakkında söylediklerinden ötürü töhmet altında tutulamaz.
Arapça: وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَٰنٍۢ رَّجِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: vemâ hüve biḳavli şeyṭânir racîm.
Türkçe Meali: Bu Kuran, kovulmuş şeytanın sözü olamaz.
Arapça: فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ
Türkçe Okunuşu: feeyne teẕhebûn.
Türkçe Meali: Nereye gidiyorsunuz?
Arapça: إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌۭ لِّلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn.
Türkçe Meali: Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.
Arapça: لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ
Türkçe Okunuşu: limen şâe minküm ey yesteḳîm.
Türkçe Meali: Kuran, ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür.
Arapça: وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: vemâ teşâûne illâ ey yeşâe-llâhü rabbü-l`âlemîn.
Türkçe Meali: Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِذَا ٱلسَّمَآءُ ٱنفَطَرَتْ
Türkçe Okunuşu: iẕe-ssemâü-nfeṭarat.
Türkçe Meali: Gök yarıldığı zaman,
Arapça: وَإِذَا ٱلْكَوَاكِبُ ٱنتَثَرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lkevâkibü-nteŝerat.
Türkçe Meali: Yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman,
Arapça: وَإِذَا ٱلْبِحَارُ فُجِّرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lbiḥâru füccirat.
Türkçe Meali: Denizler kaynaştığı zaman,
Arapça: وَإِذَا ٱلْقُبُورُ بُعْثِرَتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-lḳubûru bü`ŝirat.
Türkçe Meali: Kabirlerin içi dışa çıktığı zaman,
Arapça: عَلِمَتْ نَفْسٌۭ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ
Türkçe Okunuşu: `alimet nefsüm mâ ḳaddemet veeḫḫarat.
Türkçe Meali: İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür.
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلْإِنسَٰنُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ ٱلْكَرِيمِ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyühe-l'insânü mâ garrake birabbike-lkerîm.
Türkçe Meali: Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?
Arapça: ٱلَّذِى خَلَقَكَ فَسَوَّىٰكَ فَعَدَلَكَ
Türkçe Okunuşu: elleẕî ḫaleḳake fesevvâke fe`adelek.
Türkçe Meali: Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?
Arapça: فِىٓ أَىِّ صُورَةٍۢ مَّا شَآءَ رَكَّبَكَ
Türkçe Okunuşu: fî eyyi ṣûratim mâ şâe rakkebek.
Türkçe Meali: Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?
Arapça: كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: kellâ bel tükeẕẕibûne biddîn.
Türkçe Meali: Hayır, hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz.
Arapça: وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَٰفِظِينَ
Türkçe Okunuşu: veinne `aleyküm leḥâfiżîn.
Türkçe Meali: Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler.
Arapça: كِرَامًۭا كَٰتِبِينَ
Türkçe Okunuşu: kirâmen kâtibîn.
Türkçe Meali: Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler.
Arapça: يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ
Türkçe Okunuşu: ya`lemûne mâ tef`alûn.
Türkçe Meali: Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler.
Arapça: إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ لَفِى نَعِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: inne-l'ebrâra lefî ne`îm.
Türkçe Meali: İyiler şüphesiz nimet içindedirler.
Arapça: وَإِنَّ ٱلْفُجَّارَ لَفِى جَحِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: veinne-lfüccâra lefî ceḥîm.
Türkçe Meali: Allah'ın buyruğundan çıkanlar cehennemdedirler.
Arapça: يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ ٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: yaṣlevnehâ yevme-ddîn.
Türkçe Meali: Din Günü oraya girerler.
Arapça: وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَآئِبِينَ
Türkçe Okunuşu: vemâ hüm `anhâ bigâibîn.
Türkçe Meali: Oradan bir daha ayrılamazlar.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke mâ yevmü-ddîn.
Türkçe Meali: Din gününün ne olduğunu sen nereden bilirsin?
Arapça: ثُمَّ مَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: ŝümme mâ edrâke mâ yevmü-ddîn.
Türkçe Meali: Evet, din gününün ne olduğunu nereden bileceksin?
Arapça: يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌۭ لِّنَفْسٍۢ شَيْـًۭٔا ۖ وَٱلْأَمْرُ يَوْمَئِذٍۢ لِّلَّهِ
Türkçe Okunuşu: yevme lâ temlikü nefsül linefsin şey'â. vel'emru yevmeiẕil lillâh.
Türkçe Meali: O gün, kimsenin kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَيْلٌۭ لِّلْمُطَفِّفِينَ
Türkçe Okunuşu: veylül lilmüṭaffifîn.
Türkçe Meali: İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
Arapça: ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكْتَالُوا۟ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسْتَوْفُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne iẕe-ktâlû `ale-nnâsi yestevfûn.
Türkçe Meali: İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
Arapça: وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ kâlûhüm ev vezenûhüm yuḫsirûn.
Türkçe Meali: İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline!
Arapça: أَلَا يَظُنُّ أُو۟لَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ
Türkçe Okunuşu: elâ yeżunnü ülâike ennehüm meb`ûŝûn.
Türkçe Meali: Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?
Arapça: لِيَوْمٍ عَظِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: liyevmin `ażîm.
Türkçe Meali: Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı?
Arapça: يَوْمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
Türkçe Okunuşu: yevme yeḳûmü-nnâsü lirabbi-l`âlemîn.
Türkçe Meali: O gün insanlar Alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar.
Arapça: كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلْفُجَّارِ لَفِى سِجِّينٍۢ
Türkçe Okunuşu: kellâ inne kitâbe-lfüccâri lefî siccîn.
Türkçe Meali: Sakının; Allah'ın buyruğundan dışarı çıkanlar, muhakkak "Siccin" adlı defterde yazılıdır.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا سِجِّينٌۭ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke mâ siccîn.
Türkçe Meali: Siccin'in ne olduğunu sen nerden bilirsin?
Arapça: كِتَٰبٌۭ مَّرْقُومٌۭ
Türkçe Okunuşu: kitâbüm merḳûm.
Türkçe Meali: O, yazılmış bir kitaptır.
Arapça: وَيْلٌۭ يَوْمَئِذٍۢ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Türkçe Okunuşu: veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.
Türkçe Meali: Yalanlayanların o gün vay haline!
Arapça: ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne yükeẕẕibûne biyevmi-ddîn.
Türkçe Meali: Onlar, kıyamet gününü yalanlamış olanlardır.
Arapça: وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Türkçe Okunuşu: vemâ yükeẕẕibü bihî illâ küllü mü`tedin eŝîm.
Türkçe Meali: Oysa onu mütecaviz günahkardan başka kimse yalanlamaz.
Arapça: إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ
Türkçe Okunuşu: iẕâ tütlâ `aleyhi âyâtünâ ḳâle esâṭîru-l'evvelîn.
Türkçe Meali: Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "Öncekilerin masalları" der.
Arapça: كَلَّا ۖ بَلْ ۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ
Türkçe Okunuşu: kellâ bel râne `alâ ḳulûbihim mâ kânû yeksibûn.
Türkçe Meali: Hayır, hayır; onların kazandıkları kalblerini paslandırıp körletmiştir.
Arapça: كَلَّآ إِنَّهُمْ عَن رَّبِّهِمْ يَوْمَئِذٍۢ لَّمَحْجُوبُونَ
Türkçe Okunuşu: kellâ innehüm `ar rabbihim yevmeiẕil lemaḥcûbûn.
Türkçe Meali: Hayır; doğrusu onlar o gün, Rablerinden yoksun kalacaklardır.
Arapça: ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا۟ ٱلْجَحِيمِ
Türkçe Okunuşu: ŝümme innehüm leṣâlü-lceḥîm.
Türkçe Meali: Sonra onlar, şüphesiz, cehenneme gireceklerdir.
Arapça: ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝümme yüḳâlü hâẕe-lleẕî küntüm bihî tükeẕẕibûn.
Türkçe Meali: Sonra da: "yalanlayıp durduğunuz işte budur" denecektir.
Arapça: كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلْأَبْرَارِ لَفِى عِلِّيِّينَ
Türkçe Okunuşu: kellâ inne kitâbe-l'ebrâri lefî `illiyyîn.
Türkçe Meali: Ama iyilerin defteri yüksek katlardadır.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا عِلِّيُّونَ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke mâ `illiyyûn.
Türkçe Meali: O yüksek katların ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: كِتَٰبٌۭ مَّرْقُومٌۭ
Türkçe Okunuşu: kitâbüm merḳûm.
Türkçe Meali: O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır.
Arapça: يَشْهَدُهُ ٱلْمُقَرَّبُونَ
Türkçe Okunuşu: yeşhedühü-lmüḳarrabûn.
Türkçe Meali: O, gözde meleklerin gördüğü, yazılı bir kitapdır.
Arapça: إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ لَفِى نَعِيمٍ
Türkçe Okunuşu: inne-l'ebrâra lefî ne`îm.
Türkçe Meali: İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler.
Arapça: عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Türkçe Okunuşu: `ale-l'erâiki yenżurûn.
Türkçe Meali: İyiler, şüphesiz, nimet içinde ve tahtlar üzerinde etrafı seyrederler.
Arapça: تَعْرِفُ فِى وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ ٱلنَّعِيمِ
Türkçe Okunuşu: ta`rifü fî vucûhihim naḍrate-nne`îm.
Türkçe Meali: Onları, yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın.
Arapça: يُسْقَوْنَ مِن رَّحِيقٍۢ مَّخْتُومٍ
Türkçe Okunuşu: yüsḳavne mir raḥîḳim maḫtûm.
Türkçe Meali: Sonunda misk kokusu bırakan, ağzı kapalı saf bir içecekten içerler. İyi şeyler için yarışanlar, bunun için yarışsınlar.
Arapça: خِتَٰمُهُۥ مِسْكٌۭ ۚ وَفِى ذَٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ ٱلْمُتَنَٰفِسُونَ
Türkçe Okunuşu: ḫitâmühû misk. vefî ẕâlike felyetenâfesi-lmütenâfisûn.
Türkçe Meali: Sonunda misk kokusu bırakan, ağzı kapalı saf bir içecekten içerler. İyi şeyler için yarışanlar, bunun için yarışsınlar.
Arapça: وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسْنِيمٍ
Türkçe Okunuşu: vemizâcühû min tesnîm.
Türkçe Meali: Onun katkısı gözdelerin içtiği yüce kaynaktandır.
Arapça: عَيْنًۭا يَشْرَبُ بِهَا ٱلْمُقَرَّبُونَ
Türkçe Okunuşu: `ayney yeşrabü bihe-lmüḳarrabûn.
Türkçe Meali: Onun katkısı gözdelerin içtiği yüce kaynaktandır.
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ كَانُوا۟ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ يَضْحَكُونَ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne ecramû kânû mine-lleẕîne âmenû yaḍḥakûn.
Türkçe Meali: Suçlular, şüphesiz, inanmış olanlara gülerlerdi.
Arapça: وَإِذَا مَرُّوا۟ بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ merrû bihim yetegâmezûn.
Türkçe Meali: Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kırparlardı.
Arapça: وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓا۟ إِلَىٰٓ أَهْلِهِمُ ٱنقَلَبُوا۟ فَكِهِينَ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-nḳalebû ilâ ehlihimü-nḳalebû fekihîn.
Türkçe Meali: Taraftarlarına vardıklarında bununla eğlenirlerdi.
Arapça: وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوٓا۟ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ
Türkçe Okunuşu: veiẕâ raevhüm ḳâlû inne hâülâi leḍâllûn.
Türkçe Meali: İnananları gördükleri zaman: "Doğrusu bunlar sapık olanlardır" derlerdi.
Arapça: وَمَآ أُرْسِلُوا۟ عَلَيْهِمْ حَٰفِظِينَ
Türkçe Okunuşu: vemâ ürsilû `aleyhim ḥâfiżîn.
Türkçe Meali: Oysa kendileri, inananlara gözcü olarak gönderilmemişlerdi.
Arapça: فَٱلْيَوْمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ مِنَ ٱلْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ
Türkçe Okunuşu: felyevme-lleẕîne âmenû mine-lküffâri yaḍḥakûn.
Türkçe Meali: Bugün de, inananlar inkarcılara gülerler.
Arapça: عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Türkçe Okunuşu: `ale-l'erâiki yenżurûn.
Türkçe Meali: Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.
Arapça: هَلْ ثُوِّبَ ٱلْكُفَّارُ مَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ
Türkçe Okunuşu: hel ŝüvvibe-lküffâru mâ kânû yef`alûn.
Türkçe Meali: Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِذَا ٱلسَّمَآءُ ٱنشَقَّتْ
Türkçe Okunuşu: iẕe-ssemâü-nşeḳḳat.
Türkçe Meali: Gök yarılıp Rabbine boyun eğdiği zaman, ki gök boyun eğecektir.
Arapça: وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ
Türkçe Okunuşu: veeẕinet lirabbihâ veḥuḳḳat.
Türkçe Meali: Gök yarılıp Rabbine boyun eğdiği zaman, ki gök boyun eğecektir.
Arapça: وَإِذَا ٱلْأَرْضُ مُدَّتْ
Türkçe Okunuşu: veiẕe-l'arḍu müddet.
Türkçe Meali: Yer düzeltilip, içinde olanları dışarı atarak boşaldığı zaman ve yer Rabbine boyun eğdiği zaman, ki yer boyun eğecektir
Arapça: وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ
Türkçe Okunuşu: veelḳat mâ fîhâ veteḫallet.
Türkçe Meali: Yer düzeltilip, içinde olanları dışarı atarak boşaldığı zaman ve yer Rabbine boyun eğdiği zaman, ki yer boyun eğecektir
Arapça: وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ
Türkçe Okunuşu: veeẕinet lirabbihâ veḥuḳḳat.
Türkçe Meali: Yer düzeltilip, içinde olanları dışarı atarak boşaldığı zaman ve yer Rabbine boyun eğdiği zaman, ki yer boyun eğecektir
Arapça: يَٰٓأَيُّهَا ٱلْإِنسَٰنُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًۭا فَمُلَٰقِيهِ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyühe-l'insânü inneke kâdiḥun ilâ rabbike kedḥan femülâḳîh.
Türkçe Meali: Ey insanoğlu! Sen Rabbine kavuşuncaya kadar çalışıp çabalarsın, sonunda O'na kavuşacaksın.
Arapça: فَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ
Türkçe Okunuşu: feemmâ men ûtiye kitâbehû biyemînih.
Türkçe Meali: Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner.
Arapça: فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًۭا يَسِيرًۭا
Türkçe Okunuşu: fesevfe yüḥâsebü ḥisâbey yesîrâ.
Türkçe Meali: Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner.
Arapça: وَيَنقَلِبُ إِلَىٰٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًۭا
Türkçe Okunuşu: veyenḳalibü ilâ ehlihî mesrûrâ.
Türkçe Meali: Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner.
Arapça: وَأَمَّا مَنْ أُوتِىَ كِتَٰبَهُۥ وَرَآءَ ظَهْرِهِۦ
Türkçe Okunuşu: veemmâ men ûtiye kitâbehû verâe żahrih.
Türkçe Meali: Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse: "Mahvoldum" diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer.
Arapça: فَسَوْفَ يَدْعُوا۟ ثُبُورًۭا
Türkçe Okunuşu: fesevfe yed`û ŝübûrâ.
Türkçe Meali: Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse: "Mahvoldum" diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer.
Arapça: وَيَصْلَىٰ سَعِيرًا
Türkçe Okunuşu: veyaṣlâ se`îrâ.
Türkçe Meali: Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse: "Mahvoldum" diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer.
Arapça: إِنَّهُۥ كَانَ فِىٓ أَهْلِهِۦ مَسْرُورًا
Türkçe Okunuşu: innehû kâne fî ehlihî mesrûrâ.
Türkçe Meali: Çünkü o, dünyada, adamlarının yanında iken zevk içindeydi.
Arapça: إِنَّهُۥ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ
Türkçe Okunuşu: innehû żanne el ley yeḥûr.
Türkçe Meali: Zira; o, bir daha dirilip dönmeyeceğini sanmıştı.
Arapça: بَلَىٰٓ إِنَّ رَبَّهُۥ كَانَ بِهِۦ بَصِيرًۭا
Türkçe Okunuşu: belâ. inne rabbehû kâne bihî beṣîrâ.
Türkçe Meali: Bilin ki, Rabbi onu şüphesiz görmekteydi.
Arapça: فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلشَّفَقِ
Türkçe Okunuşu: felâ uḳsimü bişşefeḳ.
Türkçe Meali: Akşamın alaca karanlığına and olsun;
Arapça: وَٱلَّيْلِ وَمَا وَسَقَ
Türkçe Okunuşu: velleyli vemâ veseḳa.
Türkçe Meali: Geceye ve gecenin içinde olan şeylere and olsun;
Arapça: وَٱلْقَمَرِ إِذَا ٱتَّسَقَ
Türkçe Okunuşu: velḳameri iẕe-tteseḳa.
Türkçe Meali: Dolunay halindeki aya and olsun ki:
Arapça: لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَن طَبَقٍۢ
Türkçe Okunuşu: leterkebünne ṭabeḳan `an ṭabaḳ.
Türkçe Meali: Şüphesiz siz bir durumdan diğerine uğratılacaksınız. (tabakadan tabakaya bineceksiniz)
Arapça: فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Türkçe Okunuşu: femâ lehüm lâ yü'minûn.
Türkçe Meali: Onlara ne oluyor da inanmıyorlar?
Arapça: وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ ٱلْقُرْءَانُ لَا يَسْجُدُونَ ۩
Türkçe Okunuşu: veiẕâ ḳurie `aleyhimü-lḳur'ânü lâ yescüdûn.
Türkçe Meali: Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
Arapça: بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُكَذِّبُونَ
Türkçe Okunuşu: beli-lleẕîne keferû yükeẕẕibûn.
Türkçe Meali: Aksine, inkarcılar yalanlıyorlar.
Arapça: وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ
Türkçe Okunuşu: vellâhü a`lemü bimâ yû`ûn.
Türkçe Meali: Oysa, Allah, onların sakladıklarını çok iyi bilir.
Arapça: فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ
Türkçe Okunuşu: febeşşirhüm bi`aẕâbin elîm.
Türkçe Meali: Onlara can yakıcı azabı müjde et.
Arapça: إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۭ
Türkçe Okunuşu: ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm ecrun gayru memnûn.
Türkçe Meali: Yalnız, inanıp yararlı işler işleyenlere, onlara, kesintisiz ecir vardır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلْبُرُوجِ
Türkçe Okunuşu: vessemâi ẕâti-lbürûc.
Türkçe Meali: İçinde burçları bulunan göğe and olsun;
Arapça: وَٱلْيَوْمِ ٱلْمَوْعُودِ
Türkçe Okunuşu: velyevmi-lmev`ûd.
Türkçe Meali: Söz verilen kıyamet gününe and olsun;
Arapça: وَشَاهِدٍۢ وَمَشْهُودٍۢ
Türkçe Okunuşu: veşâhidiv vemeşhûd.
Türkçe Meali: Şahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar öldükten sonra diriltileceklerdir.
Arapça: قُتِلَ أَصْحَٰبُ ٱلْأُخْدُودِ
Türkçe Okunuşu: ḳutile aṣḥâbü-l'uḫdûd.
Türkçe Meali: Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Arapça: ٱلنَّارِ ذَاتِ ٱلْوَقُودِ
Türkçe Okunuşu: ennâri ẕâti-lveḳûd.
Türkçe Meali: Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Arapça: إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۭ
Türkçe Okunuşu: iẕ hüm `aleyhâ ḳu`ûd.
Türkçe Meali: Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Arapça: وَهُمْ عَلَىٰ مَا يَفْعَلُونَ بِٱلْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌۭ
Türkçe Okunuşu: vehüm `alâ mâ yef`alûne bilmü'minîne şühûd.
Türkçe Meali: Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
Arapça: وَمَا نَقَمُوا۟ مِنْهُمْ إِلَّآ أَن يُؤْمِنُوا۟ بِٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَمِيدِ
Türkçe Okunuşu: vemâ neḳamû minhüm illâ ey yü'minû billâhi-l`azîzi-lḥamîd.
Türkçe Meali: Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.
Arapça: ٱلَّذِى لَهُۥ مُلْكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ شَهِيدٌ
Türkçe Okunuşu: elleẕî lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. vellâhü `alâ külli şey'in şehîd.
Türkçe Meali: Bu inkarcıların, inananlara kızmaları; onların sadece, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin bulunan ve övülmeğe layık ve güçlü olan Allah'a inanmış olmalarındandı. Allah her şeye şahiddir.
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُوا۟ ٱلْمُؤْمِنِينَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا۟ فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ ٱلْحَرِيقِ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne fetenü-lmü'minîne velmü'minâti ŝümme lem yetûbû felehüm `aẕâbü cehenneme velehüm `aẕâbü-lḥarîḳ.
Türkçe Meali: Ama inanmış erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeğe uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azap da onlaradır.
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمْ جَنَّٰتٌۭ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ ۚ ذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْكَبِيرُ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lehüm cennâtün tecrî min taḥtihe-l'enhâr. ẕâlike-lfevzü-lkebîr.
Türkçe Meali: Şüphesiz inanıp yararlı işler işleyenlere, onlara, içlerinden ırmaklar akan cennetler vardır. Bu, büyük kurtuluştur.
Arapça: إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ
Türkçe Okunuşu: inne baṭşe rabbike leşedîd.
Türkçe Meali: Doğrusu Rabbinin yakalaması amansızdır.
Arapça: إِنَّهُۥ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ
Türkçe Okunuşu: innehû hüve yübdiü veyü`îd.
Türkçe Meali: Önce yaratıp sonra bunu tekrar eden O'dur.
Arapça: وَهُوَ ٱلْغَفُورُ ٱلْوَدُودُ
Türkçe Okunuşu: vehüve-lgafûru-lvedûd.
Türkçe Meali: Yüce arşın sahibi, çok seven, bağışlayan O'dur.
Arapça: ذُو ٱلْعَرْشِ ٱلْمَجِيدُ
Türkçe Okunuşu: ẕü-l`arşi-lmecîd.
Türkçe Meali: Yüce arşın sahibi, çok seven, bağışlayan O'dur.
Arapça: فَعَّالٌۭ لِّمَا يُرِيدُ
Türkçe Okunuşu: fa``âlül limâ yürîd.
Türkçe Meali: Her dilediğini mutlaka yapandır.
Arapça: هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْجُنُودِ
Türkçe Okunuşu: hel etâke ḥadîŝü-lcünûd.
Türkçe Meali: Firavun ve Semud ordularının haberi sana geldi mi?
Arapça: فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ
Türkçe Okunuşu: fir`avne veŝemûd.
Türkçe Meali: Firavun ve Semud ordularının haberi sana geldi mi?
Arapça: بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ فِى تَكْذِيبٍۢ
Türkçe Okunuşu: beli-lleẕîne keferû fî tekẕîb.
Türkçe Meali: Doğrusu inkar edenler, hep yalanlayagelmişlerdir.
Arapça: وَٱللَّهُ مِن وَرَآئِهِم مُّحِيطٌۢ
Türkçe Okunuşu: vellâhü miv verâihim müḥîṭ.
Türkçe Meali: Oysa Allah onları ardlarından çevirmiştir.
Arapça: بَلْ هُوَ قُرْءَانٌۭ مَّجِيدٌۭ
Türkçe Okunuşu: bel hüve ḳur'ânüm mecîd.
Türkçe Meali: Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.
Arapça: فِى لَوْحٍۢ مَّحْفُوظٍۭ
Türkçe Okunuşu: fî levḥim maḥfûż.
Türkçe Meali: Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ
Türkçe Okunuşu: vessemâi veṭṭâriḳ.
Türkçe Meali: Göğe ve Tarık'a and olsun;
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke me-ṭṭâriḳ.
Türkçe Meali: Tarık'ın ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: ٱلنَّجْمُ ٱلثَّاقِبُ
Türkçe Okunuşu: ennecmü-ŝŝâḳib.
Türkçe Meali: O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır.
Arapça: إِن كُلُّ نَفْسٍۢ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌۭ
Türkçe Okunuşu: in küllü nefsil lemmâ `aleyhâ ḥâfiż.
Türkçe Meali: Üzerinde gözetici olmayan kimse yoktur.
Arapça: فَلْيَنظُرِ ٱلْإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ
Türkçe Okunuşu: felyenżuri-l'insânü mimme ḫuliḳ.
Türkçe Meali: Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.
Arapça: خُلِقَ مِن مَّآءٍۢ دَافِقٍۢ
Türkçe Okunuşu: ḫuliḳa mim mâin dâfiḳ.
Türkçe Meali: O, erkek ve kadının beli ile kaburga kemikleri arasından atılagelen bir sudan yaratılmıştır.
Arapça: يَخْرُجُ مِنۢ بَيْنِ ٱلصُّلْبِ وَٱلتَّرَآئِبِ
Türkçe Okunuşu: yaḫrucü mim beyni-ṣṣulbi vetterâib.
Türkçe Meali: O, erkek ve kadının beli ile kaburga kemikleri arasından atılagelen bir sudan yaratılmıştır.
Arapça: إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجْعِهِۦ لَقَادِرٌۭ
Türkçe Okunuşu: innehû `alâ rac`ihî leḳâdir.
Türkçe Meali: Şüphesiz Allah, gizliliklerin ortaya çıkacağı gün, insanı tekrar yaratmaya Kadir'dir.
Arapça: يَوْمَ تُبْلَى ٱلسَّرَآئِرُ
Türkçe Okunuşu: yevme tüble-sserâir.
Türkçe Meali: Şüphesiz Allah, gizliliklerin ortaya çıkacağı gün, insanı tekrar yaratmaya Kadir'dir.
Arapça: فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٍۢ وَلَا نَاصِرٍۢ
Türkçe Okunuşu: femâ lehû min ḳuvvetiv velâ nâṣir.
Türkçe Meali: O gün, insanın gücü de, yardımcısı da olmaz.
Arapça: وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجْعِ
Türkçe Okunuşu: vessemâi ẕâti-rrac`.
Türkçe Meali: Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki,
Arapça: وَٱلْأَرْضِ ذَاتِ ٱلصَّدْعِ
Türkçe Okunuşu: vel'arḍi ẕâti-ṣṣad`.
Türkçe Meali: Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki,
Arapça: إِنَّهُۥ لَقَوْلٌۭ فَصْلٌۭ
Türkçe Okunuşu: innehû leḳavlün faṣl.
Türkçe Meali: Doğrusu bu Kuran kesin bir sözdür.
Arapça: وَمَا هُوَ بِٱلْهَزْلِ
Türkçe Okunuşu: vemâ hüve bilhezl.
Türkçe Meali: O, eğlence için değildir.
Arapça: إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًۭا
Türkçe Okunuşu: innehüm yekîdûne keydâ.
Türkçe Meali: Gerçekten onlar düzen kuruyorlar.
Arapça: وَأَكِيدُ كَيْدًۭا
Türkçe Okunuşu: veekîdü keydâ.
Türkçe Meali: Ben de bir düzen kurmaktayım.
Arapça: فَمَهِّلِ ٱلْكَٰفِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًۢا
Türkçe Okunuşu: femehhili-lkâfirîne emhilhüm ruveydâ.
Türkçe Meali: Sen inkarcılara mehil ver; onlara mukabeleyi biraz geri bırak.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ سَبِّحِ ٱسْمَ رَبِّكَ ٱلْأَعْلَى
Türkçe Okunuşu: sebbiḥi-sme rabbike-l'a`lâ.
Türkçe Meali: Yüce Rabbinin adını tesbih et.
Arapça: ٱلَّذِى خَلَقَ فَسَوَّىٰ
Türkçe Okunuşu: elleẕî ḫaleḳa fesevvâ.
Türkçe Meali: O, yaratıp şekil vermiştir.
Arapça: وَٱلَّذِى قَدَّرَ فَهَدَىٰ
Türkçe Okunuşu: velleẕî ḳaddera fehedâ.
Türkçe Meali: O, her şeyi ölçüyle yapıp doğru yolu göstermiştir.
Arapça: وَٱلَّذِىٓ أَخْرَجَ ٱلْمَرْعَىٰ
Türkçe Okunuşu: velleẕî aḫrace-lmer`â.
Türkçe Meali: O, yeşillikler bitirmiştir.
Arapça: فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحْوَىٰ
Türkçe Okunuşu: fece`alehû guŝâen aḥvâ.
Türkçe Meali: Sonra da onları siyah çerçöpe çevirmiştir.
Arapça: سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: senuḳriüke felâ tensâ.
Türkçe Meali: Sana Kuran'ı Biz okutacağız ve asla unutmayacaksın;
Arapça: إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ ۚ إِنَّهُۥ يَعْلَمُ ٱلْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ
Türkçe Okunuşu: illâ mâ şâe-llâh. innehû ya`lemü-lcehra vemâ yaḫfâ.
Türkçe Meali: Allah'ın dilediği bundan müstesnadır. Doğrusu açığı da, gizliyi de bilen O'dur.
Arapça: وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: venüyessiruke lilyüsrâ.
Türkçe Meali: Kolay olanı yapmayı sana kolaylaştırırız.
Arapça: فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: feẕekkir in nefe`ati-ẕẕikrâ.
Türkçe Meali: Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver.
Arapça: سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ
Türkçe Okunuşu: seyeẕẕekkeru mey yaḫşâ.
Türkçe Meali: Allah'tan korkan öğüt alacaktır.
Arapça: وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى
Türkçe Okunuşu: veyetecennebühe-l'eşḳâ.
Türkçe Meali: Bedbaht olan ondan kaçınacaktır.
Arapça: ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: elleẕî yaṣle-nnâra-lkübrâ.
Türkçe Meali: O, en büyük ateşe yaslanacaktır.
Arapça: ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ
Türkçe Okunuşu: ŝümme lâ yemûtü fîhâ velâ yaḥyâ.
Türkçe Meali: O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.
Arapça: قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ
Türkçe Okunuşu: ḳad efleḥa men tezekkâ.
Türkçe Meali: Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir.
Arapça: وَذَكَرَ ٱسْمَ رَبِّهِۦ فَصَلَّىٰ
Türkçe Okunuşu: veẕekera-sme rabbihî feṣallâ.
Türkçe Meali: Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir.
Arapça: بَلْ تُؤْثِرُونَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
Türkçe Okunuşu: bel tü'ŝirûne-lḥayâte-ddünyâ.
Türkçe Meali: Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Arapça: وَٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌۭ وَأَبْقَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: vel'âḫiratü ḫayruv veebḳâ.
Türkçe Meali: Oysa ahiret daha iyi ve daha bakidir.
Arapça: إِنَّ هَٰذَا لَفِى ٱلصُّحُفِ ٱلْأُولَىٰ
Türkçe Okunuşu: inne hâẕâ lefi-ṣṣuḥufi-l'ûlâ.
Türkçe Meali: Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.
Arapça: صُحُفِ إِبْرَٰهِيمَ وَمُوسَىٰ
Türkçe Okunuşu: ṣuḥufi ibrâhîme vemûsâ.
Türkçe Meali: Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْغَٰشِيَةِ
Türkçe Okunuşu: hel etâke ḥadîŝü-lgâşiyeh.
Türkçe Meali: Her şeyi kaplayacak kıyametin haberi sana gelmedi mi?
Arapça: وُجُوهٌۭ يَوْمَئِذٍ خَٰشِعَةٌ
Türkçe Okunuşu: vucûhüy yevmeiẕin ḫâşi`ah.
Türkçe Meali: O gün bir takım yüzler zillete bürünmüştür.
Arapça: عَامِلَةٌۭ نَّاصِبَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: `âmiletün nâṣibeh.
Türkçe Meali: Zor işler altında bitkin düşmüştür.
Arapça: تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةًۭ
Türkçe Okunuşu: taṣlâ nâran ḥâmiyeh.
Türkçe Meali: Yakıcı ateşe yaslanırlar.
Arapça: تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: tüsḳâ min `aynin âniyeh.
Türkçe Meali: Kızgın bir kaynaktan içirilirler.
Arapça: لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍۢ
Türkçe Okunuşu: leyse lehüm ṭa`âmün illâ min ḍarî`.
Türkçe Meali: Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
Arapça: لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍۢ
Türkçe Okunuşu: lâ yüsminü velâ yugnî min cû`.
Türkçe Meali: Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
Arapça: وُجُوهٌۭ يَوْمَئِذٍۢ نَّاعِمَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: vucûhüy yevmeiẕin nâ`imeh.
Türkçe Meali: İnanmış olanların yüzleri, o gün, pırıl pırıldır.
Arapça: لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: lisa`yihâ râḍiyeh.
Türkçe Meali: Yaptıklarından hoşnuddurlar.
Arapça: فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: fî cennetin `âliyeh.
Türkçe Meali: Yüksek bir cennettedirler.
Arapça: لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةًۭ
Türkçe Okunuşu: lâ tesme`u fîhâ lâgiyeh.
Türkçe Meali: Orada boş söz işitmezler.
Arapça: فِيهَا عَيْنٌۭ جَارِيَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: fîhâ `aynün câriyeh.
Türkçe Meali: Orada akan kaynak vardır.
Arapça: فِيهَا سُرُرٌۭ مَّرْفُوعَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: fîhâ sürurum merfû`ah.
Türkçe Meali: Orada, yükseltilmiş tahtlar vardır.
Arapça: وَأَكْوَابٌۭ مَّوْضُوعَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: veekvâbüm mevḍû`ah.
Türkçe Meali: Yerleştirilmiş kaseler,
Arapça: وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: venemâriḳu maṣfûfeh.
Türkçe Meali: Sıra sıra yastıklar,
Arapça: وَزَرَابِىُّ مَبْثُوثَةٌ
Türkçe Okunuşu: vezerâbiyyü mebŝûŝeh.
Türkçe Meali: Serilmiş, yumuşak tüylü halılar vardır.
Arapça: أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ
Türkçe Okunuşu: efelâ yenżurûne ile-l'ibili keyfe ḫuliḳat.
Türkçe Meali: Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Arapça: وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ
Türkçe Okunuşu: veile-ssemâi keyfe rufi`at.
Türkçe Meali: Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Arapça: وَإِلَى ٱلْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ
Türkçe Okunuşu: veile-lcibâli keyfe nüṣibet.
Türkçe Meali: Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Arapça: وَإِلَى ٱلْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ
Türkçe Okunuşu: veile-l'arḍi keyfe süṭiḥat.
Türkçe Meali: Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
Arapça: فَذَكِّرْ إِنَّمَآ أَنتَ مُذَكِّرٌۭ
Türkçe Okunuşu: feẕekkir innemâ ente müẕekkir.
Türkçe Meali: Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün.
Arapça: لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ
Türkçe Okunuşu: leste `aleyhim bimüṣayṭir.
Türkçe Meali: Sen, onlara zor kullanacak değilsin.
Arapça: إِلَّا مَن تَوَلَّىٰ وَكَفَرَ
Türkçe Okunuşu: illâ men tevellâ vekefera.
Türkçe Meali: Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır.
Arapça: فَيُعَذِّبُهُ ٱللَّهُ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَكْبَرَ
Türkçe Okunuşu: feyü`aẕẕibühü-llâhü-l`aẕâbe-l'ekber.
Türkçe Meali: Ama kim yüz çevirir, inkar ederse, Allah onu en büyük azaba uğratır.
Arapça: إِنَّ إِلَيْنَآ إِيَابَهُمْ
Türkçe Okunuşu: inne ileynâ iyâbehüm.
Türkçe Meali: Doğrusu onların dönüşü Bize'dir.
Arapça: ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُم
Türkçe Okunuşu: ŝümme inne `aleynâ ḥisâbehüm.
Türkçe Meali: Şüphesiz sonra hesaplarını görmek de Bize düşmektedir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلْفَجْرِ
Türkçe Okunuşu: velfecr.
Türkçe Meali: Tanyerinin ağarmasına and olsun;
Arapça: وَلَيَالٍ عَشْرٍۢ
Türkçe Okunuşu: veleyâlin `aşr.
Türkçe Meali: Zilhicce ayının ilk on gecesine and olsun;
Arapça: وَٱلشَّفْعِ وَٱلْوَتْرِ
Türkçe Okunuşu: veşşef`i velvetr.
Türkçe Meali: Herşeyin çiftine de, tekine de and olsun;
Arapça: وَٱلَّيْلِ إِذَا يَسْرِ
Türkçe Okunuşu: velleyli iẕâ yesr.
Türkçe Meali: Gelip geçen geceye and olsun ki, bunların her biri akıl sahibi için birer yemine değmez mi?
Arapça: هَلْ فِى ذَٰلِكَ قَسَمٌۭ لِّذِى حِجْرٍ
Türkçe Okunuşu: hel fî ẕâlike ḳasemül liẕî ḥicr.
Türkçe Meali: Gelip geçen geceye and olsun ki, bunların her biri akıl sahibi için birer yemine değmez mi?
Arapça: أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ
Türkçe Okunuşu: elem tera keyfe fe`ale rabbüke bi`âd.
Türkçe Meali: Rabbinin, hiçbir memlekette benzeri ortaya konmayan sütunlara sahip İrem şehrinde oturan Ad milletine ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: إِرَمَ ذَاتِ ٱلْعِمَادِ
Türkçe Okunuşu: irame ẕâti-l`imâd.
Türkçe Meali: Rabbinin, hiçbir memlekette benzeri ortaya konmayan sütunlara sahip İrem şehrinde oturan Ad milletine ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: ٱلَّتِى لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِى ٱلْبِلَٰدِ
Türkçe Okunuşu: elletî lem yuḫlaḳ miŝlühâ fi-lbilâd.
Türkçe Meali: Rabbinin, hiçbir memlekette benzeri ortaya konmayan sütunlara sahip İrem şehrinde oturan Ad milletine ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُوا۟ ٱلصَّخْرَ بِٱلْوَادِ
Türkçe Okunuşu: veŝemûde-lleẕîne câbu-ṣṣaḫra bilvâd.
Türkçe Meali: Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: وَفِرْعَوْنَ ذِى ٱلْأَوْتَادِ
Türkçe Okunuşu: vefir`avne ẕi-l'evtâd.
Türkçe Meali: Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: ٱلَّذِينَ طَغَوْا۟ فِى ٱلْبِلَٰدِ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne ṭagav fi-lbilâd.
Türkçe Meali: Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: فَأَكْثَرُوا۟ فِيهَا ٱلْفَسَادَ
Türkçe Okunuşu: feekŝerû fîhe-lfesâd.
Türkçe Meali: Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ
Türkçe Okunuşu: feṣabbe `aleyhim rabbüke sevṭa `aẕâb.
Türkçe Meali: Rabbin onları azap kırbacından geçirmiştir.
Arapça: إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلْمِرْصَادِ
Türkçe Okunuşu: inne rabbeke lebilmirṣâd.
Türkçe Meali: Doğrusu Rabbin hep gözetlemektedir.
Arapça: فَأَمَّا ٱلْإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبْتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكْرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّىٓ أَكْرَمَنِ
Türkçe Okunuşu: feemme-l'insânü iẕâ me-btelâhü rabbühû feekramehû vene``amehû feyeḳûlü rabbî ekramen.
Türkçe Meali: Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman, o: "Rabbim beni şerefli kıldı" der.
Arapça: وَأَمَّآ إِذَا مَا ٱبْتَلَىٰهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّىٓ أَهَٰنَنِ
Türkçe Okunuşu: veemmâ iẕâ me-btelâhü feḳadera `aleyhi rizḳahû feyeḳûlü rabbî ehânen.
Türkçe Meali: Ama onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: "Rabbim bana hor baktı" der.
Arapça: كَلَّا ۖ بَل لَّا تُكْرِمُونَ ٱلْيَتِيمَ
Türkçe Okunuşu: kellâ bel lâ tükrimûne-lyetîm.
Türkçe Meali: Hayır; yetime karşı cömert davranmıyorsunuz.
Arapça: وَلَا تَحَٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلْمِسْكِينِ
Türkçe Okunuşu: velâ teḥâḍḍûne `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.
Türkçe Meali: Yoksulu yedirmek konusunda birbirinize özenmiyorsunuz.
Arapça: وَتَأْكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكْلًۭا لَّمًّۭا
Türkçe Okunuşu: vete'külûne-ttürâŝe eklel lemmâ.
Türkçe Meali: Size kalan mirası hak gözetmeden yiyorsunuz.
Arapça: وَتُحِبُّونَ ٱلْمَالَ حُبًّۭا جَمًّۭا
Türkçe Okunuşu: vetüḥibbûne-lmâle ḥubben cemmâ.
Türkçe Meali: Malı pek çok seviyorsunuz.
Arapça: كَلَّآ إِذَا دُكَّتِ ٱلْأَرْضُ دَكًّۭا دَكًّۭا
Türkçe Okunuşu: kellâ iẕâ dükketi-l'arḍu dekken dekkâ.
Türkçe Meali: Ama yer, çarpılıp paralandığı zaman;
Arapça: وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلْمَلَكُ صَفًّۭا صَفًّۭا
Türkçe Okunuşu: vecâe rabbüke velmelekü ṣaffen ṣaffâ.
Türkçe Meali: Melekler sıra sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,
Arapça: وَجِا۟ىٓءَ يَوْمَئِذٍۭ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍۢ يَتَذَكَّرُ ٱلْإِنسَٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: vecîe yevmeiẕim bicehenneme yevmeiẕiy yeteẕekkeru-l'insânü veennâ lehü-ẕẕikrâ.
Türkçe Meali: O gün, cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır ama artık öğütten ona ne?
Arapça: يَقُولُ يَٰلَيْتَنِى قَدَّمْتُ لِحَيَاتِى
Türkçe Okunuşu: yeḳûlü yâ leytenî ḳaddemtü liḥayâtî.
Türkçe Meali: "Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım" der.
Arapça: فَيَوْمَئِذٍۢ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٌۭ
Türkçe Okunuşu: feyevmeiẕil lâ yü`aẕẕibü `aẕâbehû eḥad.
Türkçe Meali: O gün, hiç kimse, Allah'ın azabettiği gibi azabedemez.
Arapça: وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٌۭ
Türkçe Okunuşu: velâ yûŝiḳu veŝâḳahû eḥad.
Türkçe Meali: Hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibisini bağlayamaz.
Arapça: يَٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفْسُ ٱلْمُطْمَئِنَّةُ
Türkçe Okunuşu: yâ eyyetühe-nnefsü-lmuṭmeinneh.
Türkçe Meali: Ey huzur içinde olan can!
Arapça: ٱرْجِعِىٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةًۭ مَّرْضِيَّةًۭ
Türkçe Okunuşu: irci`î ilâ rabbiki râḍiyetem merḍiyyeh.
Türkçe Meali: O, senden, sen de O'ndan hoşnut olarak Rabbine dön!
Arapça: فَٱدْخُلِى فِى عِبَٰدِى
Türkçe Okunuşu: fedḫulî fî `ibâdî.
Türkçe Meali: Ey can! İyi kullarımın arasına gir.
Arapça: وَٱدْخُلِى جَنَّتِى
Türkçe Okunuşu: vedḫulî cennetî.
Türkçe Meali: Cennetime gir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ لَآ أُقْسِمُ بِهَٰذَا ٱلْبَلَدِ
Türkçe Okunuşu: lâ uḳsimü bihâẕe-lbeled.
Türkçe Meali: Bu şehre (Mekke'ye) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun.
Arapça: وَأَنتَ حِلٌّۢ بِهَٰذَا ٱلْبَلَدِ
Türkçe Okunuşu: veente ḥillüm bihâẕe-lbeled.
Türkçe Meali: Bu şehre (Mekke'ye) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun.
Arapça: وَوَالِدٍۢ وَمَا وَلَدَ
Türkçe Okunuşu: vevâlidiv vemâ veled.
Türkçe Meali: Doğurana ve doğurduğuna and olsun ki;
Arapça: لَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ فِى كَبَدٍ
Türkçe Okunuşu: leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî kebed.
Türkçe Meali: İnsanoğlunu, zorluklara katlanacak şekilde yarattık.
Arapça: أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌۭ
Türkçe Okunuşu: eyaḥsebü el ley yaḳdira `aleyhi eḥad.
Türkçe Meali: İnsanoğlu, kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
Arapça: يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًۭا لُّبَدًا
Türkçe Okunuşu: yeḳûlü ehlektü mâlel lübedâ.
Türkçe Meali: "Yığın yığın mal tüketmişimdir" diyor.
Arapça: أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ
Türkçe Okunuşu: eyaḥsebü el lem yerahû eḥad.
Türkçe Meali: O, kimsenin kendisini görmediğini mi zannediyor?
Arapça: أَلَمْ نَجْعَل لَّهُۥ عَيْنَيْنِ
Türkçe Okunuşu: elem nec`al lehû `ayneyn.
Türkçe Meali: Biz onun için iki göz, bir dil ve iki dudak var etmedik mi?
Arapça: وَلِسَانًۭا وَشَفَتَيْنِ
Türkçe Okunuşu: velisânev veşefeteyn.
Türkçe Meali: Biz onun için iki göz, bir dil ve iki dudak var etmedik mi?
Arapça: وَهَدَيْنَٰهُ ٱلنَّجْدَيْنِ
Türkçe Okunuşu: vehedeynâhü-nnecdeyn.
Türkçe Meali: Biz ona eğri ve doğru iki yolu da göstermedik mi?
Arapça: فَلَا ٱقْتَحَمَ ٱلْعَقَبَةَ
Türkçe Okunuşu: fele-ḳteḥame-l`aḳabeh.
Türkçe Meali: Ama o, zor geçidi aşmaya girişemedi.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْعَقَبَةُ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke me-l`aḳabeh.
Türkçe Meali: O zor geçidin ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: فَكُّ رَقَبَةٍ
Türkçe Okunuşu: fekkü raḳabeh.
Türkçe Meali: O geçit, bir köle ve esir azadetmek,
Arapça: أَوْ إِطْعَٰمٌۭ فِى يَوْمٍۢ ذِى مَسْغَبَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: ev iṭ`âmün fî yevmin ẕî mesgabeh.
Türkçe Meali: Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
Arapça: يَتِيمًۭا ذَا مَقْرَبَةٍ
Türkçe Okunuşu: yetîmen ẕâ maḳrabeh.
Türkçe Meali: Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
Arapça: أَوْ مِسْكِينًۭا ذَا مَتْرَبَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: ev miskînen ẕâ metrabeh.
Türkçe Meali: Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
Arapça: ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلْمَرْحَمَةِ
Türkçe Okunuşu: ŝümme kâne mine-lleẕîne âmenû vetevâṣav biṣṣabri vetevâṣav bilmerḥameh.
Türkçe Meali: Sonra, inanıp birbirlerine sabır tavsiye edenlerden, merhametlilerden olmayı tavsiye edenlerden olmaktır.
Arapça: أُو۟لَٰٓئِكَ أَصْحَٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ
Türkçe Okunuşu: ülâike aṣḥâbü-lmeymeneh.
Türkçe Meali: İşte bunlar amel defterleri sağdan verilenlerdir.
Arapça: وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا هُمْ أَصْحَٰبُ ٱلْمَشْـَٔمَةِ
Türkçe Okunuşu: velleẕîne keferû biâyâtinâ hüm aṣḥâbü-lmeş'emeh.
Türkçe Meali: Ayetlerimizi inkar edenler, işte onlar amel defterleri sollarından verilenlerdir.
Arapça: عَلَيْهِمْ نَارٌۭ مُّؤْصَدَةٌۢ
Türkçe Okunuşu: `aleyhim nârum mü'ṣadeh.
Türkçe Meali: Onlar her yönden ateşle kapatılacaklardır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلشَّمْسِ وَضُحَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: veşşemsi veḍuḥâhâ.
Türkçe Meali: Güneşe ve onun ışığına,
Arapça: وَٱلْقَمَرِ إِذَا تَلَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: velḳameri iẕâ telâhâ.
Türkçe Meali: Ardından gelmekte olan aya,
Arapça: وَٱلنَّهَارِ إِذَا جَلَّىٰهَا
Türkçe Okunuşu: vennehâri iẕâ cellâhâ.
Türkçe Meali: Onu ortaya koyan gündüze,
Arapça: وَٱلَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: velleyli iẕâ yagşâhâ.
Türkçe Meali: Onu bürüyen geceye,
Arapça: وَٱلسَّمَآءِ وَمَا بَنَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: vessemâi vemâ benâhâ.
Türkçe Meali: Göğe ve onu yapana,
Arapça: وَٱلْأَرْضِ وَمَا طَحَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: vel'arḍi vemâ ṭaḥâhâ.
Türkçe Meali: Yere ve onu yayana,
Arapça: وَنَفْسٍۢ وَمَا سَوَّىٰهَا
Türkçe Okunuşu: venefsiv vemâ sevvâhâ.
Türkçe Meali: Kişiye ve onu şekillendirene,
Arapça: فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: feelhemehâ fücûrahâ vetaḳvâhâ.
Türkçe Meali: Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki:
Arapça: قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّىٰهَا
Türkçe Okunuşu: ḳad efleḥa men zekkâhâ.
Türkçe Meali: Kendini arıtan saadete ermiştir.
Arapça: وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّىٰهَا
Türkçe Okunuşu: veḳad ḫâbe men dessâhâ.
Türkçe Meali: Kendini fenalıklara gömen kimse de ziyana uğramıştır.
Arapça: كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَىٰهَآ
Türkçe Okunuşu: keẕẕebet ŝemûdü biṭagvâhâ.
Türkçe Meali: Semud milleti, içlerinden en azgını ileri atılınca, azgınlığı yüzünden peygamberleri yalanladı.
Arapça: إِذِ ٱنۢبَعَثَ أَشْقَىٰهَا
Türkçe Okunuşu: iẕi-mbe`aŝe eşḳâhâ.
Türkçe Meali: Semud milleti, içlerinden en azgını ileri atılınca, azgınlığı yüzünden peygamberleri yalanladı.
Arapça: فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ ٱللَّهِ نَاقَةَ ٱللَّهِ وَسُقْيَٰهَا
Türkçe Okunuşu: feḳâle lehüm rasûlü-llâhi nâḳate-llâhi vesuḳyâhâ.
Türkçe Meali: Allah'ın peygamberi onlara, Allah'ın devesini göstermiş ve: "Allah'ın bu devesine ve onun su hakkına dokunmayın" demişti.
Arapça: فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُم بِذَنۢبِهِمْ فَسَوَّىٰهَا
Türkçe Okunuşu: fekeẕẕebûhü fe`aḳarûhâ. fedemdeme `aleyhim rabbühüm biẕembihim fesevvâhâ.
Türkçe Meali: Onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onların üzerine katmerli azap indirdi; yerle bir etti onları.
Arapça: وَلَا يَخَافُ عُقْبَٰهَا
Türkçe Okunuşu: velâ yeḫâfü `uḳbâhâ.
Türkçe Meali: Bu işin sonundan O'nun korkusu yoktur.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰ
Türkçe Okunuşu: velleyli iẕâ yagşâ.
Türkçe Meali: Kararıp ortalığı bürüdüğü zaman geceye and olsun.
Arapça: وَٱلنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ
Türkçe Okunuşu: vennehâri iẕâ tecellâ.
Türkçe Meali: Açılıp aydınlattığı zaman gündüze and olsun.
Arapça: وَمَا خَلَقَ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: vemâ ḫaleḳa-ẕẕekera vel'ünŝâ.
Türkçe Meali: Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki:
Arapça: إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّىٰ
Türkçe Okunuşu: inne sa`yeküm leşettâ.
Türkçe Meali: Doğrusu sizin çalışmalarınız çeşitlidir.
Arapça: فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَٱتَّقَىٰ
Türkçe Okunuşu: feemmâ men a`ṭâ vetteḳâ.
Türkçe Meali: Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.
Arapça: وَصَدَّقَ بِٱلْحُسْنَىٰ
Türkçe Okunuşu: veṣaddeḳa bilḥusnâ.
Türkçe Meali: Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.
Arapça: فَسَنُيَسِّرُهُۥ لِلْيُسْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: fesenüyessiruhû lilyüsrâ.
Türkçe Meali: Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.
Arapça: وَأَمَّا مَنۢ بَخِلَ وَٱسْتَغْنَىٰ
Türkçe Okunuşu: veemmâ mem beḫile vestagnâ.
Türkçe Meali: Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.
Arapça: وَكَذَّبَ بِٱلْحُسْنَىٰ
Türkçe Okunuşu: vekeẕẕebe bilḥusnâ.
Türkçe Meali: Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.
Arapça: فَسَنُيَسِّرُهُۥ لِلْعُسْرَىٰ
Türkçe Okunuşu: fesenüyessiruhû lil`usrâ.
Türkçe Meali: Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.
Arapça: وَمَا يُغْنِى عَنْهُ مَالُهُۥٓ إِذَا تَرَدَّىٰٓ
Türkçe Okunuşu: vemâ yugnî `anhü mâlühû iẕâ teraddâ.
Türkçe Meali: O kimse ölüp ateşe yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
Arapça: إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ
Türkçe Okunuşu: inne `aleynâ lelhüdâ.
Türkçe Meali: Bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.
Arapça: وَإِنَّ لَنَا لَلْءَاخِرَةَ وَٱلْأُولَىٰ
Türkçe Okunuşu: veinne lenâ lel'âḫirate vel'ûlâ.
Türkçe Meali: Şüphesiz ahiret de, dünya da Bizimdir.
Arapça: فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًۭا تَلَظَّىٰ
Türkçe Okunuşu: feenẕertüküm nâran teleżżâ.
Türkçe Meali: Sizi alevler saçan ateşle uyardım;
Arapça: لَا يَصْلَىٰهَآ إِلَّا ٱلْأَشْقَى
Türkçe Okunuşu: lâ yaṣlâhâ ille-l'eşḳâ.
Türkçe Meali: Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
Arapça: ٱلَّذِى كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
Türkçe Okunuşu: elleẕî keẕẕebe vetevellâ.
Türkçe Meali: Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.
Arapça: وَسَيُجَنَّبُهَا ٱلْأَتْقَى
Türkçe Okunuşu: veseyücennebühe-l'etḳâ.
Türkçe Meali: Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.
Arapça: ٱلَّذِى يُؤْتِى مَالَهُۥ يَتَزَكَّىٰ
Türkçe Okunuşu: elleẕî yü'tî mâlehû yetezekkâ.
Türkçe Meali: Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.
Arapça: وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُۥ مِن نِّعْمَةٍۢ تُجْزَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: vemâ lieḥadin `indehû min ni`metin tüczâ.
Türkçe Meali: O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.
Arapça: إِلَّا ٱبْتِغَآءَ وَجْهِ رَبِّهِ ٱلْأَعْلَىٰ
Türkçe Okunuşu: ille-btigâe vechi rabbihi-l'a`lâ.
Türkçe Meali: O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.
Arapça: وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ
Türkçe Okunuşu: velesevfe yerḍâ.
Türkçe Meali: Elbette kendisi de hoşnut (razı) olacaktır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلضُّحَىٰ
Türkçe Okunuşu: veḍḍuḥâ.
Türkçe Meali: Kuşluk vaktine and olsun;
Arapça: وَٱلَّيْلِ إِذَا سَجَىٰ
Türkçe Okunuşu: velleyli iẕâ secâ.
Türkçe Meali: Sükun erdiği zaman geceye and olsun ki,
Arapça: مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ
Türkçe Okunuşu: mâ vedde`ake rabbüke vemâ ḳalâ.
Türkçe Meali: Rabbin seni ne bıraktı ve ne de sana darıldı.
Arapça: وَلَلْءَاخِرَةُ خَيْرٌۭ لَّكَ مِنَ ٱلْأُولَىٰ
Türkçe Okunuşu: velel'âḫiratü ḫayrul leke mine-l'ûlâ.
Türkçe Meali: Doğrusu ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.
Arapça: وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: velesevfe yü`ṭîke rabbüke feterḍâ.
Türkçe Meali: Rabbin şüphesiz sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın.
Arapça: أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًۭا فَـَٔاوَىٰ
Türkçe Okunuşu: elem yecidke yetîmen feâvâ.
Türkçe Meali: Seni öksüz bulup da barındırmadı mı?
Arapça: وَوَجَدَكَ ضَآلًّۭا فَهَدَىٰ
Türkçe Okunuşu: vevecedeke ḍâllen fehedâ.
Türkçe Meali: Seni şaşırmış bulup, doğru yola eriştirmedi mi?
Arapça: وَوَجَدَكَ عَآئِلًۭا فَأَغْنَىٰ
Türkçe Okunuşu: vevecedeke `âilen feagnâ.
Türkçe Meali: Seni fakir bulup zenginleştirmedi mi?
Arapça: فَأَمَّا ٱلْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ
Türkçe Okunuşu: feemme-lyetîme felâ taḳher.
Türkçe Meali: Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme;
Arapça: وَأَمَّا ٱلسَّآئِلَ فَلَا تَنْهَرْ
Türkçe Okunuşu: veemme-ssâile felâ tenher.
Türkçe Meali: Ve sakın bir şey isteyeni azarlama;
Arapça: وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ
Türkçe Okunuşu: veemmâ bini`meti rabbike feḥaddiŝ.
Türkçe Meali: Yalnızca Rabbinin nimetini anlat.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ
Türkçe Okunuşu: elem neşraḥ leke ṣadrak.
Türkçe Meali: Senin gönlünü açmadık mı?
Arapça: وَوَضَعْنَا عَنكَ وِزْرَكَ
Türkçe Okunuşu: veveḍa`nâ `anke vizrak.
Türkçe Meali: Belini büken yükünü üzerinden almadık mı?
Arapça: ٱلَّذِىٓ أَنقَضَ ظَهْرَكَ
Türkçe Okunuşu: elleẕî enḳaḍa żahrak.
Türkçe Meali: Belini büken yükünü üzerinden almadık mı?
Arapça: وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ
Türkçe Okunuşu: verafa`nâ leke ẕikrak.
Türkçe Meali: Senin şanını yükseltmedik mi?
Arapça: فَإِنَّ مَعَ ٱلْعُسْرِ يُسْرًا
Türkçe Okunuşu: feinne me`a-l`usri yüsrâ.
Türkçe Meali: Elbette güçlükle beraber şüphesiz bir kolaylık vardır.
Arapça: إِنَّ مَعَ ٱلْعُسْرِ يُسْرًۭا
Türkçe Okunuşu: inne me`a-l`usri yüsrâ.
Türkçe Meali: Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Arapça: فَإِذَا فَرَغْتَ فَٱنصَبْ
Türkçe Okunuşu: feiẕâ feragte fenṣab.
Türkçe Meali: Öyleyse, bir işi bitirince diğerine giriş;
Arapça: وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَٱرْغَب
Türkçe Okunuşu: veilâ rabbike fergab.
Türkçe Meali: Ve ümit edeceğini yalnız Rabbinden iste.
Arapça: بِّسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلتِّينِ وَٱلزَّيْتُونِ
Türkçe Okunuşu: vettîni vezzeytûn.
Türkçe Meali: İncir ve zeytine and olsun,
Arapça: وَطُورِ سِينِينَ
Türkçe Okunuşu: veṭûri sînîn.
Türkçe Meali: And olsun Sina dağına,
Arapça: وَهَٰذَا ٱلْبَلَدِ ٱلْأَمِينِ
Türkçe Okunuşu: vehâẕe-lbeledi-l'emîn.
Türkçe Meali: And olsun bu güvenli Mekke şehrine ki:
Arapça: لَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ فِىٓ أَحْسَنِ تَقْوِيمٍۢ
Türkçe Okunuşu: leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî aḥseni taḳvîm.
Türkçe Meali: Biz insanı en güzel şekilde yarattık,
Arapça: ثُمَّ رَدَدْنَٰهُ أَسْفَلَ سَٰفِلِينَ
Türkçe Okunuşu: ŝümme radednâhü esfele sâfilîn.
Türkçe Meali: Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık.
Arapça: إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۢ
Türkçe Okunuşu: ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti felehüm ecrun gayru memnûn.
Türkçe Meali: Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Onlara kesintisiz ecir vardır.
Arapça: فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: femâ yükeẕẕibüke ba`dü biddîn.
Türkçe Meali: Öyleyken, sana dini yalan saydırtan nedir?
Arapça: أَلَيْسَ ٱللَّهُ بِأَحْكَمِ ٱلْحَٰكِمِينَ
Türkçe Okunuşu: eleyse-llâhü biaḥkemi-lḥâkimîn.
Türkçe Meali: Allah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ٱقْرَأْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلَّذِى خَلَقَ
Türkçe Okunuşu: iḳra' bismi rabbike-lleẕî ḫaleḳ.
Türkçe Meali: Yaratan Rabbinin adıyla oku!
Arapça: خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِنْ عَلَقٍ
Türkçe Okunuşu: ḫaleḳa-l'insâne min `alaḳ.
Türkçe Meali: O, insanı pıhtılaşmış kandan (alak'tan) yarattı.
Arapça: ٱقْرَأْ وَرَبُّكَ ٱلْأَكْرَمُ
Türkçe Okunuşu: iḳra' verabbüke-l'ekram.
Türkçe Meali: Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
Arapça: ٱلَّذِى عَلَّمَ بِٱلْقَلَمِ
Türkçe Okunuşu: elleẕî `alleme bilḳalem.
Türkçe Meali: Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
Arapça: عَلَّمَ ٱلْإِنسَٰنَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
Türkçe Okunuşu: `alleme-l'insâne mâ lem ya`lem.
Türkçe Meali: Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.
Arapça: كَلَّآ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَيَطْغَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: kellâ inne-l'insâne leyaṭgâ.
Türkçe Meali: Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder.
Arapça: أَن رَّءَاهُ ٱسْتَغْنَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: er raâhü-stagnâ.
Türkçe Meali: Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder.
Arapça: إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلرُّجْعَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: inne ilâ rabbike-rruc`â.
Türkçe Meali: Dönüş şüphesiz Rabbinedir.
Arapça: أَرَءَيْتَ ٱلَّذِى يَنْهَىٰ
Türkçe Okunuşu: era'eyte-lleẕî yenhâ.
Türkçe Meali: Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü?
Arapça: عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰٓ
Türkçe Okunuşu: `abden iẕâ ṣallâ.
Türkçe Meali: Sen, namaz kılan kulu bundan menedeni gördün mü?
Arapça: أَرَءَيْتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلْهُدَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: era'eyte in kâne `ale-lhüdâ.
Türkçe Meali: Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse olsun; veya söyle, yalanlayıp yüz çeviren birisi olsun
Arapça: أَوْ أَمَرَ بِٱلتَّقْوَىٰٓ
Türkçe Okunuşu: ev emera bittaḳvâ.
Türkçe Meali: Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse olsun; veya söyle, yalanlayıp yüz çeviren birisi olsun
Arapça: أَرَءَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ
Türkçe Okunuşu: era'eyte in keẕẕebe vetevellâ.
Türkçe Meali: Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse olsun; veya söyle, yalanlayıp yüz çeviren birisi olsun
Arapça: أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ
Türkçe Okunuşu: elem ya`lem bienne-llâhe yerâ.
Türkçe Meali: Allah'ın her şeyi görmekte olduğunu bilmez mi?
Arapça: كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًۢا بِٱلنَّاصِيَةِ
Türkçe Okunuşu: kellâ leil lem yentehi lenesfe`am binnâṣiyeh.
Türkçe Meali: Ama bundan vazgeçmezse, and olsun ki, onu perçeminden,
Arapça: نَاصِيَةٍۢ كَٰذِبَةٍ خَاطِئَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: nâṣiyetin kâẕibetin ḫâṭieh.
Türkçe Meali: Yalancı ve günahkar perçeminden cehenneme sürükleriz.
Arapça: فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۥ
Türkçe Okunuşu: felyed`u nâdiyeh.
Türkçe Meali: O zaman, kafadarlarını çağırsın,
Arapça: سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ
Türkçe Okunuşu: sened`u-zzebâniyeh.
Türkçe Meali: Biz de zebanileri çağıracağız.
Arapça: كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَٱسْجُدْ وَٱقْتَرِب ۩
Türkçe Okunuşu: kellâ. lâ tüṭi`hü vescüd vaḳterib.
Türkçe Meali: Sakın ona uyma; sen secde et, Rabbine yaklaş.
Arapça: بِّسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِنَّآ أَنزَلْنَٰهُ فِى لَيْلَةِ ٱلْقَدْرِ
Türkçe Okunuşu: innâ enzelnâhü fî leyleti-lḳadr.
Türkçe Meali: Doğrusu, Biz, Kuran'ı kadir gecesinde indirmişizdir.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا لَيْلَةُ ٱلْقَدْرِ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke mâ leyletü-lḳadr.
Türkçe Meali: Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: لَيْلَةُ ٱلْقَدْرِ خَيْرٌۭ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍۢ
Türkçe Okunuşu: leyletü-lḳadri ḫayrum min elfi şehr.
Türkçe Meali: Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
Arapça: تَنَزَّلُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍۢ
Türkçe Okunuşu: tenezzelü-lmelâiketü verrûḥu fîhâ biiẕni rabbihim. min külli emr.
Türkçe Meali: Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler.
Arapça: سَلَٰمٌ هِىَ حَتَّىٰ مَطْلَعِ ٱلْفَجْرِ
Türkçe Okunuşu: selâmün. hiye ḥattâ maṭle`i-lfecr.
Türkçe Meali: O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ لَمْ يَكُنِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلْمُشْرِكِينَ مُنفَكِّينَ حَتَّىٰ تَأْتِيَهُمُ ٱلْبَيِّنَةُ
Türkçe Okunuşu: lem yeküni-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne münfekkîne ḥattâ te'tiyehümü-lbeyyineh.
Türkçe Meali: Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkarcılar, kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve en doğru hükümlerin bulunduğu arınmış sahifeleri okuyan, Allah katından bir Peygamber gelene kadar dinlerinden vazgeçecek değillerdi.
Arapça: رَسُولٌۭ مِّنَ ٱللَّهِ يَتْلُوا۟ صُحُفًۭا مُّطَهَّرَةًۭ
Türkçe Okunuşu: rasûlüm mine-llâhi yetlû ṣuḥufem müṭahherah.
Türkçe Meali: Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkarcılar, kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve en doğru hükümlerin bulunduğu arınmış sahifeleri okuyan, Allah katından bir Peygamber gelene kadar dinlerinden vazgeçecek değillerdi.
Arapça: فِيهَا كُتُبٌۭ قَيِّمَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: fîhâ kütübün ḳayyimeh.
Türkçe Meali: Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkarcılar, kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve en doğru hükümlerin bulunduğu arınmış sahifeleri okuyan, Allah katından bir Peygamber gelene kadar dinlerinden vazgeçecek değillerdi.
Arapça: وَمَا تَفَرَّقَ ٱلَّذِينَ أُوتُوا۟ ٱلْكِتَٰبَ إِلَّا مِنۢ بَعْدِ مَا جَآءَتْهُمُ ٱلْبَيِّنَةُ
Türkçe Okunuşu: vemâ teferraḳa-lleẕîne ûtü-lkitâbe illâ mim ba`di mâ câethümü-lbeyyineh.
Türkçe Meali: Ama, kendilerine kitap verilenler, onlara apaçık belge geldikten sonra ayrılığa düştüler.
Arapça: وَمَآ أُمِرُوٓا۟ إِلَّا لِيَعْبُدُوا۟ ٱللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ حُنَفَآءَ وَيُقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَيُؤْتُوا۟ ٱلزَّكَوٰةَ ۚ وَذَٰلِكَ دِينُ ٱلْقَيِّمَةِ
Türkçe Okunuşu: vemâ ümirû illâ liya`büdü-llâhe muḫliṣîne lehü-ddîne ḥunefâe veyüḳîmu-ṣṣalâte veyü'tü-zzekâte veẕâlike dînü-lḳayyimeh.
Türkçe Meali: Oysa onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı. Dosdoğru olan din de budur.
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ مِنْ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ وَٱلْمُشْرِكِينَ فِى نَارِ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَآ ۚ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمْ شَرُّ ٱلْبَرِيَّةِ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne fî nâri cehenneme ḫâlidîne fîhâ. ülâike hüm şerru-lberiyyeh.
Türkçe Meali: Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkar edenler, şüphesiz içinde temelli kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte bunlar, yaratıkların en kötüsüdürler.
Arapça: إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ أُو۟لَٰٓئِكَ هُمْ خَيْرُ ٱلْبَرِيَّةِ
Türkçe Okunuşu: inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti ülâike hüm ḫayru-lberiyyeh.
Türkçe Meali: Fakat, inanıp yararlı iş işleyenler, işte onlar da, yaratıkların en iyileridirler.
Arapça: جَزَآؤُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّٰتُ عَدْنٍۢ تَجْرِى مِن تَحْتِهَا ٱلْأَنْهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَآ أَبَدًۭا ۖ رَّضِىَ ٱللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا۟ عَنْهُ ۚ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِىَ رَبَّهُۥ
Türkçe Okunuşu: cezâühüm `inde rabbihim cennâtü `adnin tecrî min taḥtihe-l'enhâru ḫâlidîne fîhâ ebedâ. raḍiye-llâhü `anhüm veraḍû `anh. ẕâlike limen ḫaşiye rabbeh.
Türkçe Meali: Onların Rableri katındaki mükafatı, içinde temelli ve sonsuz kalacakları, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah onlardan razıdır. Onlar da Allah'tan razıdır. Bu, Rabbinden korkan kimseyedir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِذَا زُلْزِلَتِ ٱلْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
Türkçe Okunuşu: iẕâ zülzileti-l'arḍu zilzâlehâ.
Türkçe Meali: Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
Arapça: وَأَخْرَجَتِ ٱلْأَرْضُ أَثْقَالَهَا
Türkçe Okunuşu: veaḫraceti-l'arḍu eŝḳâlehâ.
Türkçe Meali: Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
Arapça: وَقَالَ ٱلْإِنسَٰنُ مَا لَهَا
Türkçe Okunuşu: veḳâle-l'insânü mâ lehâ.
Türkçe Meali: Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: "Buna ne oluyor?" dediği zaman;
Arapça: يَوْمَئِذٍۢ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا
Türkçe Okunuşu: yevmeiẕin tüḥaddiŝü aḫbârahâ.
Türkçe Meali: İşte o gün, yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle kendi haberlerini anlatır.
Arapça: بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَىٰ لَهَا
Türkçe Okunuşu: bienne rabbeke evḥâ lehâ.
Türkçe Meali: İşte o gün, yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle kendi haberlerini anlatır.
Arapça: يَوْمَئِذٍۢ يَصْدُرُ ٱلنَّاسُ أَشْتَاتًۭا لِّيُرَوْا۟ أَعْمَٰلَهُمْ
Türkçe Okunuşu: yevmeiẕiy yaṣdüru-nnâsü eştâtel liyürav a`mâlehüm.
Türkçe Meali: O gün insanlar işlerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük dönerler.
Arapça: فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًۭا يَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: femey ya`mel miŝḳâle ẕerratin ḫayray yerah.
Türkçe Meali: Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür.
Arapça: وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍۢ شَرًّۭا يَرَهُۥ
Türkçe Okunuşu: vemey ya`mel miŝḳâle ẕerratin şerray yerah.
Türkçe Meali: Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلْعَٰدِيَٰتِ ضَبْحًۭا
Türkçe Okunuşu: vel`âdiyâti ḍabḥâ.
Türkçe Meali: And olsun Allah yolunda koştukça koşanlara;
Arapça: فَٱلْمُورِيَٰتِ قَدْحًۭا
Türkçe Okunuşu: felmûriyâti ḳadḥâ.
Türkçe Meali: And olsun kıvılcımlar saçanlara;
Arapça: فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًۭا
Türkçe Okunuşu: felmügîrâti ṣubḥâ.
Türkçe Meali: Sabah sabah akına çıkanlara;
Arapça: فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًۭا
Türkçe Okunuşu: feeŝerne bihî naḳ`â.
Türkçe Meali: Ve tozu dumana katanlara;
Arapça: فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا
Türkçe Okunuşu: fevesaṭne bihî cem`â.
Türkçe Meali: Düşman topluluğunun içine dalanlara ki:
Arapça: إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌۭ
Türkçe Okunuşu: inne-l'insâne lirabbihî lekenûd.
Türkçe Meali: İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Arapça: وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌۭ
Türkçe Okunuşu: veinnehû `alâ ẕâlike leşehîd.
Türkçe Meali: Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir.
Arapça: وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
Türkçe Okunuşu: veinnehû liḥubbi-lḫayri leşedîd.
Türkçe Meali: Gerçekten mala da pek düşkündür.
Arapça: ۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ
Türkçe Okunuşu: efelâ ya`lemü iẕâ bü`ŝira mâ fi-lḳubûr.
Türkçe Meali: İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?
Arapça: وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ
Türkçe Okunuşu: veḥuṣṣile mâ fi-ṣṣudûr.
Türkçe Meali: İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?
Arapça: إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍۢ لَّخَبِيرٌۢ
Türkçe Okunuşu: inne rabbehüm bihim yevmeiẕil leḫabîr.
Türkçe Meali: Doğrusu Rableri o gün onların her şeyinden haberdardır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ٱلْقَارِعَةُ
Türkçe Okunuşu: elḳâri`ah.
Türkçe Meali: Gürültü koparacak olan
Arapça: مَا ٱلْقَارِعَةُ
Türkçe Okunuşu: me-lḳâri`ah.
Türkçe Meali: Nedir o gürültü koparacak olan?
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْقَارِعَةُ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke me-lḳâri`ah.
Türkçe Meali: O gürültü koparacak olanın ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: يَوْمَ يَكُونُ ٱلنَّاسُ كَٱلْفَرَاشِ ٱلْمَبْثُوثِ
Türkçe Okunuşu: yevme yekûnü-nnâsü kelferâşi-lmebŝûŝ.
Türkçe Meali: O gün insanlar, ateş etrafında çırpınıp dökülen pervaneye dönecekler.
Arapça: وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ ٱلْمَنفُوشِ
Türkçe Okunuşu: vetekûnü-lcibâlü kel`ihni-lmenfûş.
Türkçe Meali: Dağlar, atılmış renkli yüne benzeyecekler.
Arapça: فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَٰزِينُهُۥ
Türkçe Okunuşu: feemmâ men ŝeḳulet mevâzînüh.
Türkçe Meali: Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır.
Arapça: فَهُوَ فِى عِيشَةٍۢ رَّاضِيَةٍۢ
Türkçe Okunuşu: fehüve fî `îşetir râḍiyeh.
Türkçe Meali: Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır.
Arapça: وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَٰزِينُهُۥ
Türkçe Okunuşu: veemmâ men ḫaffet mevâzînüh.
Türkçe Meali: Tartıları hafif gelenler ise,
Arapça: فَأُمُّهُۥ هَاوِيَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: feümmühû hâviyeh.
Türkçe Meali: Onların yeri bir çukurdur.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا هِيَهْ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke mâ hiyeh.
Türkçe Meali: O çukurun ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: نَارٌ حَامِيَةٌۢ
Türkçe Okunuşu: nârun ḥâmiyeh.
Türkçe Meali: O, kızgın bir ateştir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ أَلْهَىٰكُمُ ٱلتَّكَاثُرُ
Türkçe Okunuşu: elhâkümü-ttekâŝür.
Türkçe Meali: Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.
Arapça: حَتَّىٰ زُرْتُمُ ٱلْمَقَابِرَ
Türkçe Okunuşu: ḥattâ zürtümü-lmeḳâbir.
Türkçe Meali: Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.
Arapça: كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: kellâ sevfe ta`lemûn.
Türkçe Meali: Hayır; öyle olmayın; yakında bileceksiniz.
Arapça: ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ
Türkçe Okunuşu: ŝümme kellâ sevfe ta`lemûn.
Türkçe Meali: Hayır; gözünüzü açın; yakında bileceksiniz.
Arapça: كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ ٱلْيَقِينِ
Türkçe Okunuşu: kellâ lev ta`lemûne `ilme-lyeḳîn.
Türkçe Meali: Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz!
Arapça: لَتَرَوُنَّ ٱلْجَحِيمَ
Türkçe Okunuşu: leteravunne-lceḥîm.
Türkçe Meali: And olsun ki, cehennemi göreceksiniz.
Arapça: ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ ٱلْيَقِينِ
Türkçe Okunuşu: ŝümme leteravunnehâ `ayne-lyeḳîn.
Türkçe Meali: And olsun ki, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.
Arapça: ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ ٱلنَّعِيمِ
Türkçe Okunuşu: ŝümme letüs'elünne yevmeiẕin `ani-nne`îm.
Türkçe Meali: Sonra o gün, size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلْعَصْرِ
Türkçe Okunuşu: vel`aṣr.
Türkçe Meali: İkindi vaktine (Asra; çağa) and olsun ki,
Arapça: إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَفِى خُسْرٍ
Türkçe Okunuşu: inne-l'insâne lefî ḫusr.
Türkçe Meali: İnsan hiç şüphesiz hüsran içindedir.
Arapça: إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلْحَقِّ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلصَّبْرِ
Türkçe Okunuşu: ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti vetevâṣav bilḥaḳḳi vetevâṣav biṣṣabr.
Türkçe Meali: Ancak inanıp yararlı iş işleyenler, birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun dışındadır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَيْلٌۭ لِّكُلِّ هُمَزَةٍۢ لُّمَزَةٍ
Türkçe Okunuşu: veylül likülli hümezetil lümezeh.
Türkçe Meali: Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline!
Arapça: ٱلَّذِى جَمَعَ مَالًۭا وَعَدَّدَهُۥ
Türkçe Okunuşu: elleẕî ceme`a mâlev ve`addedeh.
Türkçe Meali: Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline!
Arapça: يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُۥٓ أَخْلَدَهُۥ
Türkçe Okunuşu: yaḥsebü enne mâlehû aḫledeh.
Türkçe Meali: Malının kendisini ölümsüz kılacağını sanır.
Arapça: كَلَّا ۖ لَيُنۢبَذَنَّ فِى ٱلْحُطَمَةِ
Türkçe Okunuşu: kellâ leyümbeẕenne fi-lḥuṭameh.
Türkçe Meali: Hayır; o, and olsun ki, Hutame'ye atılacaktır.
Arapça: وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْحُطَمَةُ
Türkçe Okunuşu: vemâ edrâke me-lḥuṭameh.
Türkçe Meali: Hutame'nin ne olduğunu sen bilir misin?
Arapça: نَارُ ٱللَّهِ ٱلْمُوقَدَةُ
Türkçe Okunuşu: nâru-llâhi-lmûḳadeh.
Türkçe Meali: O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.
Arapça: ٱلَّتِى تَطَّلِعُ عَلَى ٱلْأَفْـِٔدَةِ
Türkçe Okunuşu: elletî teṭṭali`u `ale-l'ef'ideh.
Türkçe Meali: O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.
Arapça: إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌۭ
Türkçe Okunuşu: innehâ `aleyhim mü'ṣadeh.
Türkçe Meali: Onlar, uzun sütunlar arasında, her yönden o ateşle kapatılmışlardır.
Arapça: فِى عَمَدٍۢ مُّمَدَّدَةٍۭ
Türkçe Okunuşu: fî `amedim mümeddedeh.
Türkçe Meali: Onlar, uzun sütunlar arasında, her yönden o ateşle kapatılmışlardır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَٰبِ ٱلْفِيلِ
Türkçe Okunuşu: elem tera keyfe fe`ale rabbüke biaṣḥâbi-lfîl.
Türkçe Meali: Fil sahiplerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
Arapça: أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِى تَضْلِيلٍۢ
Türkçe Okunuşu: elem yec`al keydehüm fî taḍlîl.
Türkçe Meali: Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
Arapça: وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ
Türkçe Okunuşu: veersele `aleyhim ṭayran ebâbîl.
Türkçe Meali: Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
Arapça: تَرْمِيهِم بِحِجَارَةٍۢ مِّن سِجِّيلٍۢ
Türkçe Okunuşu: termîhim biḥicâratim min siccîl.
Türkçe Meali: Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
Arapça: فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍۢ مَّأْكُولٍۭ
Türkçe Okunuşu: fece`alehüm ke`aṣfim me'kûl.
Türkçe Meali: Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ لِإِيلَٰفِ قُرَيْشٍ
Türkçe Okunuşu: liîlâfi ḳurayş.
Türkçe Meali: Kureyş kabilesinin yaz ve kış yolculuklarında uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır.
Arapça: إِۦلَٰفِهِمْ رِحْلَةَ ٱلشِّتَآءِ وَٱلصَّيْفِ
Türkçe Okunuşu: îlâfihim riḥlete-şşitâi veṣṣayf.
Türkçe Meali: Kureyş kabilesinin yaz ve kış yolculuklarında uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır.
Arapça: فَلْيَعْبُدُوا۟ رَبَّ هَٰذَا ٱلْبَيْتِ
Türkçe Okunuşu: felya`büdû rabbe hâẕe-lbeyt.
Türkçe Meali: Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler.
Arapça: ٱلَّذِىٓ أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍۢ وَءَامَنَهُم مِّنْ خَوْفٍۭ
Türkçe Okunuşu: elleẕî aṭ`amehüm min cû`iv veâmenehüm min ḫavf.
Türkçe Meali: Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine kulluk etsinler.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ أَرَءَيْتَ ٱلَّذِى يُكَذِّبُ بِٱلدِّينِ
Türkçe Okunuşu: era'eyte-lleẕî yükeẕẕibü biddîn.
Türkçe Meali: Dini yalan sayanı gördün mü?
Arapça: فَذَٰلِكَ ٱلَّذِى يَدُعُّ ٱلْيَتِيمَ
Türkçe Okunuşu: feẕâlike-lleẕî yedü``u-lyetîm.
Türkçe Meali: Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur.
Arapça: وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلْمِسْكِينِ
Türkçe Okunuşu: velâ yeḥuḍḍu `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.
Türkçe Meali: Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur.
Arapça: فَوَيْلٌۭ لِّلْمُصَلِّينَ
Türkçe Okunuşu: feveylül lilmüṣallîn.
Türkçe Meali: Vay o namaz kılanların haline ki:
Arapça: ٱلَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne hüm `an ṣalâtihim sâhûn.
Türkçe Meali: Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.
Arapça: ٱلَّذِينَ هُمْ يُرَآءُونَ
Türkçe Okunuşu: elleẕîne hüm yürâûn.
Türkçe Meali: Onlar gösteriş yaparlar.
Arapça: وَيَمْنَعُونَ ٱلْمَاعُونَ
Türkçe Okunuşu: veyemne`ûne-lmâ`ûn.
Türkçe Meali: Onlar basit şeyleri dahi vermezler.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِنَّآ أَعْطَيْنَٰكَ ٱلْكَوْثَرَ
Türkçe Okunuşu: innâ a`ṭaynâke-lkevŝer.
Türkçe Meali: Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir.
Arapça: فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَٱنْحَرْ
Türkçe Okunuşu: feṣalli lirabbike venḥar.
Türkçe Meali: Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes.
Arapça: إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ ٱلْأَبْتَرُ
Türkçe Okunuşu: inne şânieke hüve-l'ebter.
Türkçe Meali: Doğrusu adı sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ يَٰٓأَيُّهَا ٱلْكَٰفِرُونَ
Türkçe Okunuşu: ḳul yâ eyyühe-lkâfirûn.
Türkçe Meali: De ki: "Ey inkarcılar!"
Arapça: لَآ أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ
Türkçe Okunuşu: lâ a`büdü mâ ta`büdûn.
Türkçe Meali: "Ben sizin taptıklarınıza tapmam."
Arapça: وَلَآ أَنتُمْ عَٰبِدُونَ مَآ أَعْبُدُ
Türkçe Okunuşu: velâ entüm `âbidûne mâ a`büd.
Türkçe Meali: "Benim taptığıma da sizler tapmazsınız."
Arapça: وَلَآ أَنَا۠ عَابِدٌۭ مَّا عَبَدتُّمْ
Türkçe Okunuşu: velâ ene `âbidüm mâ `abettüm.
Türkçe Meali: "Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim."
Arapça: وَلَآ أَنتُمْ عَٰبِدُونَ مَآ أَعْبُدُ
Türkçe Okunuşu: velâ entüm `âbidûne mâ a`büd.
Türkçe Meali: "Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz."
Arapça: لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِىَ دِينِ
Türkçe Okunuşu: leküm dînüküm veliye dîn.
Türkçe Meali: "Sizin dininiz size, benim dinim banadır."
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِذَا جَآءَ نَصْرُ ٱللَّهِ وَٱلْفَتْحُ
Türkçe Okunuşu: iẕâ câe naṣru-llâhi velfetḥ.
Türkçe Meali: Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir.
Arapça: وَرَأَيْتَ ٱلنَّاسَ يَدْخُلُونَ فِى دِينِ ٱللَّهِ أَفْوَاجًۭا
Türkçe Okunuşu: veraeyte-nnâse yedḫulûne fî dîni-llâhi efvâcâ.
Türkçe Meali: Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir.
Arapça: فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَٱسْتَغْفِرْهُ ۚ إِنَّهُۥ كَانَ تَوَّابًۢا
Türkçe Okunuşu: fesebbiḥ biḥamdi rabbike vestagfirh. innehû kâne tevvâbâ.
Türkçe Meali: Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ تَبَّتْ يَدَآ أَبِى لَهَبٍۢ وَتَبَّ
Türkçe Okunuşu: tebbet yedâ ebî lehebiv vetebb.
Türkçe Meali: Ebu Leheb'in elleri kurusun; kurudu da!
Arapça: مَآ أَغْنَىٰ عَنْهُ مَالُهُۥ وَمَا كَسَبَ
Türkçe Okunuşu: mâ agnâ `anhü mâlühû vemâ keseb.
Türkçe Meali: Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi.
Arapça: سَيَصْلَىٰ نَارًۭا ذَاتَ لَهَبٍۢ
Türkçe Okunuşu: seyaṣlâ nâran ẕâte leheb.
Türkçe Meali: Alevli ateşe yaslanacaktır.
Arapça: وَٱمْرَأَتُهُۥ حَمَّالَةَ ٱلْحَطَبِ
Türkçe Okunuşu: vemraetüh. ḥammâlete-lḥaṭab.
Türkçe Meali: Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır.
Arapça: فِى جِيدِهَا حَبْلٌۭ مِّن مَّسَدٍۭ
Türkçe Okunuşu: fî cîdihâ ḥablüm mim mesed.
Türkçe Meali: Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ
Türkçe Okunuşu: ḳul hüve-llâhü eḥad.
Türkçe Meali: De ki: O Allah bir tektir.
Arapça: ٱللَّهُ ٱلصَّمَدُ
Türkçe Okunuşu: allâhu-ṣṣamed.
Türkçe Meali: Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır.
Arapça: لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ
Türkçe Okunuşu: lem yelid velem yûled.
Türkçe Meali: O doğurmamış ve doğmamıştır.
Arapça: وَلَمْ يَكُن لَّهُۥ كُفُوًا أَحَدٌۢ
Türkçe Okunuşu: velem yekül lehû küfüven eḥad.
Türkçe Meali: Hiçbir şey O'na denk değildir.
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلْفَلَقِ
Türkçe Okunuşu: ḳul e`ûẕü birabbi-lfeleḳ.
Türkçe Meali: De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım."
Arapça: مِن شَرِّ مَا خَلَقَ
Türkçe Okunuşu: min şerri mâ ḫaleḳ.
Türkçe Meali: De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım."
Arapça: وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ
Türkçe Okunuşu: vemin şerri gâsiḳin iẕâ veḳab.
Türkçe Meali: De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım."
Arapça: وَمِن شَرِّ ٱلنَّفَّٰثَٰتِ فِى ٱلْعُقَدِ
Türkçe Okunuşu: vemin şerri-nneffâŝâti fi-l`uḳad.
Türkçe Meali: De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım."
Arapça: وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ
Türkçe Okunuşu: vemin şerri ḥâsidin iẕâ ḥased.
Türkçe Meali: De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım."
Arapça: بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ
Türkçe Okunuşu: ḳul e`ûẕü birabbi-nnâs.
Türkçe Meali: De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."
Arapça: مَلِكِ ٱلنَّاسِ
Türkçe Okunuşu: meliki-nnâs.
Türkçe Meali: De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."
Arapça: إِلَٰهِ ٱلنَّاسِ
Türkçe Okunuşu: ilâhi-nnâs.
Türkçe Meali: De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."
Arapça: مِن شَرِّ ٱلْوَسْوَاسِ ٱلْخَنَّاسِ
Türkçe Okunuşu: min şerri-lvesvâsi-lḫannâs.
Türkçe Meali: De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."
Arapça: ٱلَّذِى يُوَسْوِسُ فِى صُدُورِ ٱلنَّاسِ
Türkçe Okunuşu: elleẕî yüvesvisü fî ṣudûri-nnâs.
Türkçe Meali: De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."
Arapça: مِنَ ٱلْجِنَّةِ وَٱلنَّاسِ
Türkçe Okunuşu: mine-lcinneti vennâs.
Türkçe Meali: De ki: "İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların Tanrısı, insanların Hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım."